İki gün boyunca Ankara'da ağırlıkla siyasi çevreleri dolaştım. Siyasi partilerde ve siyaset arenasında "Neler konuşuluyor, kim nereye yöneliyor, siyaset çevresinde yeni ve umut veren aktörler var mı?" sorularının cevabını aradım.
Şu çok net: Siyasette, muhafazakârından milliyetçisine, laikinden liberaline, Alevi'sinden Kürt siyasetçisine, hepsi de umudunu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bağlamış durumda. Kızan da, öfkelenen de, ölümüne sahip çıkan da Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "mucizevi" bir çıkış bekliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günlerdir partisine değişim vaat ediyor ama daha fazlasını muhalefet partilerinin tabanları bekliyor.
Türkiye'nin zor günlerden geçtiğini söyleyen yerel bir siyasetçi şöyle diyor: "Cumhurbaşkanı herkesi kucaklayan bir mesaj verse, gerilimden beslenen parti liderlerinin söyleyecek sözü kalmaz." Bu gerçek 2019'a doğru Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir seçim sorunu yaşamayacağını gösteriyor. Ama aynı şey AK Parti için söylenemez. AK Parti'de köklü bir değişim beklentisi var ve bunun nasıl sonuçlar doğuracağı da bilinmiyor. Küskünler kaygısı değişimi frenliyor.
Yeni bir siyasi hikâyenin yazılması için AK Parti'nin çevreye açılıp yeni isimleri, yeni yüzleri merkeze taşıması gerekiyor. Sorun, eskilerin "Biz buranın asıl sahibiyiz" diyenlerin oluşturduğu statüko. Bu statüko, eski tarz-ı siyasetle mi yoksa daha radikal bir yöntemle mi yıkılacak? AK Parti'nin cevabını aradığı soru bu...
?Akşener ve Kaybedenler Kulübü