Siyasi partilerde kongre zaman yaşanıyor.
AK Parti, CHP ve MHP de kongrelerini yapıyor. Hepsi de doğal olarak
kadrolarını yenileyecek.
Ama AK Parti'de durum biraz farklı. İlk kez AK Parti'de, kendi
geçmiş kongrelerinde görülen "yenilenmeyi" de aşan bir "değişim ve
dönüşüm" beklentisi var.
Bu beklentiyi zorunlu kılan son dönemde Türkiye'nin yaşadığı
kuşatmalar. 15 Temmuz direnişi ve son siyasi değişimlerdi.
Bunun ilk işareti, yakın siyasi tarihimizde ilk kez cumhurbaşkanı
olan bir siyasi aktörün partisinin başına geçmesiydi.
Rahmetli Özal ve Demirel'in çok isteyip de başaramadığı bir siyasi
hamleydi bu. Siyaseti derinden etkileyecek yeni bir süreç
başlıyordu. Bununla bağlantılı ikinci adım, Cumhurbaşkanlığı
sistemine geçişle atıldı. AK Parti de eski siyasi kodlar üzerine
inşa edilen bir partiydi ve yeni sisteme uyumlu hale
getirilmeliydi.
Ama en önemlisi, son 15 yılda AK Parti'nin kendi değiştirdiği
toplumsal sosyolojinin taleplerine cevap veren yeni bir parti
kadrosu oluşturmaktı. Özellikle gençleri ve yeni şehirli
sosyolojiyi dikkate almadan, 50 artı 1 oy almak artık hayaldi.