AK Parti'nin 5. Olağan Kongresi'ni geride bırakırken gözler
Merkez Karar Yürütme Kurulu'na ve o kurulun içinden çıkacak Merkez
Yürütme Kurulu'na çevrildi. Bu kurullar önemli çünkü siyasetin
rotası bu kurullarca çizilecek.
AK Parti'nin yeni yönetimi tecrübenin es geçilmediği, yeni
isimlerin öne çıktığı bir kadrodan oluşuyor. Ortaya çıkan bu
tabloya da sadece kişiler üzerinden değil üretilecek siyaset
üzerinden bakmak gerekiyor. Bu açıdan AK Parti, kendisini yeniden
üreten bir yenilenmeye imza atarken, önceliği, o çok kullanılan
fabrika ayarlarına dönerek partinin ana omurgasını ve kolonlarını
sağlamlaştırmaya verdi.
Kitle partisi de olsa bir partinin kolonları sağlam değilse, küçük
depremler bile etkili olur. AK Parti, 14 yıl sonra, içeriden ve
dışarıdan derin bir kuşatmanın gerçekleştiği bir zaman aralığında,
yaşanma ihtimali giderek hissedilen iç depremleri önlemek için
kolonları sağlamlaştıran bir adım attı. Bu birilerinin iddia ettiği
gibi siyaseti daraltan değil, tam aksine özgüvenle siyasetin
alanını genişleten bir adım olabilir.
Aslında buna Türkiye'deki bütün siyasi partilerin ihtiyacı var.
Bazı partiler, bu adımı atmak yerine yani kendisini var eden ana
kitleyi, onun düşüncesini taşıyan kadroları partinin omurgasına
taşımak yerine, farklı siyasi görüşlerden kadroları içine alarak,
daha doğrusu devşirerek geniş kitlelere ulaşmaya çalıştı.