Türkiye'nin en derin kırılma noktası, 15 Temmuz'a giden süreçte
siyaset sahnesine bir "proje" olarak çıkan İyi
Parti ve kurucu lideri Meral
Akşener, nihayet misyonunu tamamlamanın verdiği
gönül rahatlığıyla partisine veda etti.
Rahattı, çünkü "mıntıka temizliği" yaptı ve
üstlendiği muhafazakâr-milliyetçi bloku yardı, "seküler
milliyetçileri" CHP'ye eklemlemeyi başardı.
Bu iç ve dış bütün Batıcı güç merkezlerinin ortak projesiydi. O
günleri hatırlayın; Başkan Erdoğan'ı siyaset
sahnesinden silmek için yapılmayan şey kalmamıştı. Soros ve FETÖ
destekli kirli operasyonlar, kalkışmalar, terör saldırıları ve
yargı darbeleri dâhil her şey yapılmıştı. Hatta CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, partisini ayağa kaldıran
"Ekmek için Ekmeleddin" dayatmasında bile
bulunmuştu. Olmadı ve başaramadılar.
Kılıçdaroğlu ne seküler milliyetçileri toplayabilmiş ne de endişeli
modernlere el uzatabilmişti. Sadece yanında "her
evden bir oy" verdirdiği HDP vardı.
Bu da Erdoğan'ı devirmek için yetmezdi. Küreselci güç...