Bir dünyanın ve Türkiye'nin gündemine bakın, bir de bizdeki muhalefetin. Bırakın dünyayı, Türkiye bile umurlarında değil. Sadece siyasiler değil, medyaları da öyle. Ne Başkan Erdoğan'ın BM konuşması, ne Türkevi'ndeki ikili görüşmeleri, ne Karabağ'da kurulan küresel tuzak ne de ABD'nin Hindistan üzerinden pazarladığı koridor, muhalefetin ve muhalefet medyasının umurunda.
Varsa yoksa, sabah CHP içi iktidar savaşları, akşam İP Genel Başkanı Meral Akşener'in itirafları ya da yeni siyaset mühendislikleri konuşuluyor.
Bu durumdan en çok memnun olan da seçim sonrası CHP ile ipleri koparan Akşener. Akşener bir taşla birkaç kuş vurmak istiyor. Öncelikli hedefi de Kemal Kılıçdaroğlu'nun başarısızlıklarını bir fırsata dönüştürüp, CHP'yi aşağı çekerek son 7 yıldır başaramadığı, "başbakanlık ve muhalefetin birinci partisi olma" hayali.
Gerçi başbakanlık hâlâ hayal; ama iç kargaşa yaşayan ve en zayıf anında olan CHP'yi aşağı çekmek pekâlâ mümkün. Akşener, yenilginden bıkan öfkeli CHP'lilerin İP'e geleceği hesabını yapıyor.
Bu hesabıyla Akşener aynı zamanda CHP içinde İmamoğlu'nun temsil...