Altılı Masa'nın son toplantısına bomba gibi düşen Cihan
Paçacı açıklaması ve istifası karışık olan kafaları daha da
karıştırdı.
Ortaya siyasi bir yol haritası konulmadığı gibi yaşanan açık koltuk
kavgası da biraz umutlananları bile hayal kırıklığına uğrattı. Öyle
ki, habercilik değil iktidar düşmanlığı yapan Sözcü bile isyan etti
ve masayı ruh çağırma seansları düzenlemekle suçladı.
Bundan sonra masa aday çıkarsa bile umut olması kolay değil. Çünkü
masadakilerin oyun içinde oyun kurduğunu sokak biliyor. Asıl oyun
kurucu da Kılıçdaroğlu... Öyle bir oyun kurdu ki, milliyetçi
muhafazakâr 5 partiyi o masaya oturtup kendi adaylığını kabul
ettirme noktasına kadar getirdi. Kenarda da içeriden birinin
oyunbozanlığına karşı HDP'yi tuttu.
İşin başında Akşener de masaya bu oyunu bozabileceği
hesabıyla oturdu. Bunu da CHP'li iki belediye başkanından birini
aday yapacağı hesabıyla düşündü. Bu yüzden bir İmamoğlu'na
bir Yavaş'a güzellemeler yaptı.
Bir anlamda kedinin fareyle oynadığı gibi CHP'nin içiyle oynadı.
Bir CHP'li bu tabloyu şöyle yorumluyordu:
"Kabahat Akşener'de değil, parti içinde yekvücut olmayan
ve Akşener'e aparat olan arkadaşlarda..."
Doğrusu Kılıçdaroğlu bu oyunu birkaç kez bozdu ama
durduramadı. Nihayet Akşener'in bu oyununu, hiç aday
olarak düşünmedikleri Yavaş,
Kılıçdaroğlu'na, "Umarım bir sonraki sefer
buraya cumhurbaşkanı olarak gelirsiniz" diyerek
bozdu.
İşte masaya düşen son Paçacı bombası, masadaki rotayı "at
pazarlığı"na çevirme hamlesiydi ve etkili de oldu sayılır...
Baksanıza "Başbakanlık yetkisinde cumhurbaşkanı
yardımcılığı" talebi artık
saklanmıyor. Akşener tek yetkili olmak istiyor.
Şu notu da düşelim: Pazarlık istenildiği gibi gitmezse
diye İmamoğlu da yedekte tutuluyor. O da herhalde yedekte
tutulduğunun farkında değil ki hâlâ masanın kendisini aday
yapacağına inanıyor. Bu olmaz diyemiyorum; çünkü aynı şeyi
FETÖ'cülerin de beklemesi ve küresel güç merkezlerin hep birden
harekete geçmesi insanı şüpheye düşürüyor.
HANİ ÖZEL TARTIŞMA YAPMAYACAKTINIZ?
Altılı Masa, 26 Ocak'ta 11'inci kez toplandı. Tam o gün bu
köşede, "Altılı Masa'nın yeni bahanesi"ni yazmıştım.
Sözünü ettiğim, "Anayasa'nın 101'inci maddesine göre,
cumhurbaşkanı üçüncü kez seçilemez" iddiasıydı.
Bunu birçok muhalif hukukçu ve tabansız siyasetçi iddia etti ama o
iddiayı masadaki siyasetçilerden hiçbiri bugüne kadar sahiplenmedi.
Hatta 5 Şubat 2022'de CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir özgüvenle bunun
tam tersini söyledi:
"Erdoğan'ın adaylığı için özel bir tartışma yapmayacağız.
Tartışmalar artık geride kalmalı. Aday olmak
istiyorsa buyursun gelsin. Başkaları tartışırsa ona bir
şey diyemeyiz, en azından biz yapmayacağız."