CHP Genel Başkanlığı'na artık aday olacağını deklare eden İBB
Başkanı Ekrem İmamoğlu bu saatten sonra geri adım
atar mı bilemem; ama ortaya koyduğu "Türkiye
tahayyülü" beklenen rüzgârı estirmedi.
Bu da uzun zamandır alternatif üretemeyen ve iktidar olamayan
muhalefet cephesinde hayal kırıklığı yarattı. Burada sorun sadece
statükocu geçmişiyle yüzleşemeyen CHP de değil, aynı kısırlık
MHP'yi bölerek "milliyetçi" aksta siyaset yapmak
için yola çıkan İyi Parti'den "Milli Görüş" adına
pazarlık yapan Saadet Partisi'ne, AK Parti'yi tırtıklamak için
âlâyıvala ile kurulan DEVA'dan Gelecek Partisi'ne bütün partilerde
var ve hiçbiri ne varlık gösterdi ne de yüzleşme yapabildi.
PKK'yla ilişkisi görmezden gelinerek ittifak bileşeni yapılan ve
"İktidarı yıkacağız" diye hava atan HDP'de de
durum farklı değil.
Böylece muhalefet topyekûn bir başarısızlık sendromu içinde. Buna
rağmen ciddi bir sorgulama da yok. CHP içinde birkaç siyasi
eleştiri var; ama onlar da daha çok "liderlik"
değişimi ve "parti içi demokrasi" üzerinden
yürüyor.
En dikkat çekeni ise...