Uzun bir süredir CHP'nin muhalefet yetmezliği, sadece siyasetin değil siyaset dışı görünen aktörlerin de en önemli gündem maddesi.
İçeriden ve dışarıdan herkes CHP'ye alternatif bir muhalefet aktörü peşinde... Bu yüzden de muhalefet cenahında proje partilerden ve proje ittifaklardan geçilmiyor. Neler denenmedi ki...
En son gelinen noktada, AK Parti'nin 16 yıllık iktidarının "Macron Modeli"yle değiştirilebileceği inancı öne çıktı ve çok tartışıldı. Bunun için de önce İP Genel Başkanı Meral Akşener'e güzellemeler yapıldı. Bir ara Muharrem İnce'den bile bir Macron çıkarma hayali kuruldu.
Ama 24 Haziran'da her iki proje de tutmayınca gözler yeni bir isme çevrildi.
Aslında pek yeni de sayılmaz.
O isim uzun zamandır siyaset kulislerinde seslendiriliyor.
Hangi siyasi kulise kulak kabartsak ve ne zaman CHP'nin yarattığı umutsuzluk konuşulsa o isimden, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'tan söz ediliyor. Hele şu sıralarda bu öyle gizli saklı da yapılmıyor, özellikle CHP'liler açık açık Koç'un geleceğin "başkan" adayı olacağını söylüyor.
Önceki gün aHaber'de Memleket Meselesi programında CHP'deki Kılıçdaroğluİnce kavgası konuşulurken, satır arası şunu söyledim: "Hiç belli olmaz belki de spor camiasından yeni bir siyasi aktör devreye girebilir..." Sözün üzerinden çok geçmeden, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un aSpor'a "yasak" koyduğu haberi geldi. Gerekçe de bizzat Koç tarafından aSpor'da yayımlanan ama onlarca haber sitesinde de yer alan eleştirel Fenerbahçe haberleriydi.
İnanılır gibi değil. Bu ülkede, Cumhurbaşkanı'na yapılan ağır hakaretleri bile basın özgürlüğü olarak niteleyenler nasıl oluyor da, her yerde çıkmış haberleri yasağın gerekçesi gösteriyordu.
Aradaki ölçüsüzlük aSpor Genel Yayın Yönetmeni Serkan Korkmaz'ı da şaşırtmıştı ki şöyle diyordu: "Biz iletişim kurmak için elimizden geleni yaptık.
'Neden muhabirimiz alınmadı?' sorusuna yanıt bile verilmedi.
Bu haberler yıllardır süregelen, bildik spor haberleri ve alıntı olarak kullanılmış haberler. Bize ait olmayan ve bütün internet sitelerinin yaptığı haberlerden dolayı linç yedik." Bu işte bir gariplik vardı. İşin belki de en vahim tarafı Başkan Koç'un bu tavrının sosyal medyadaki yansımasıydı.
Hızlı bir şekilde inanılmaz bir algı operasyonu başladı ve kısa sürede aSpor sosyal medyada düşmanlaştırıldı.
Bunun vebali büyük.
Koca bir camianın başkanı bunu yaparsa, fanatikler neler yapmaz.
Adama sormazlar mı, sizin demokrasi ve basın özgürlüğü havariliğinize ne oldu?
Doğrusu gelinen bu nokta beni hiç şaşırtmadı. Şaşırtmadı çünkü bunun yalan veya yanlış bir habere tepkiden ve bazı yorumcuların söylediği "Koç'un göreve geldikten sonra yaşanan sportif başarısızlığın üstünü örtme çabası"ndan öte bir anlamı var. Bugün değilse bile gelecekte şu soruların cevabı netleşecek.
Acaba Ali Koç'un bu haksız çıkışı yukarıda sözünü ettiğim siyasi stratejiyle ilgili olabilir mi? Ya da şöyle diyelim, Acaba aSpor üzerinden iktidarla kavga eden bir başkan imajı yeni medya stratejisi mi?
Bir an Aziz Yıldırım'ın FETÖ ile amansız kavgasının nasıl bir imaj oluşturduğunu hatırlayın. Kim bilir belki de birileri Macron değilse bile Berlusconi hayali kuruyor olabilir!
Bütün bunlar bana 17-25 Aralık darbesinden sonra yazdığım FETÖ elebaşının Koç sevgisini de hatırlattı. Şimdi merak ediyorum; acaba 70'lerde dede Vehbi Koç'un evinde buluşmayla başlayan, 2010 sonrası genç yaşta vefat eden Mustafa Koç'un "ananaslı" konuşmasıyla süren ilişki bugün bitti mi bitmedi mi?