Eski MİT'çi Enver Altaylı muamması sürüyor. Daha da sürecek
görünüyor.
Çünkü tutuklanmasına giden sürece ilişkin medyada yer alan
ifadeleri ne geçmişindeki ne de bugünkü rolüyle örtüşüyor.
Milliyetçi-ülkücü geçmişe sahip ama aynı zamanda CIA'dan Alman
istihbaratına uzanan bir ilişkiler ağı var.
Böyle bir geçmişe sahip bir istihbaratçının FETÖ konusunda
bilgisinin olmaması mümkün mü? Hepimizden çok daha iyi bildiği
kesin.
Bunu elbette Altaylı'yı sorgulayan Emniyet mensupları da
biliyor.
Benim merak ettiğim bir dönem mensubu olduğu MİT'in ne yaptığı...
Eski bir mensubu FETÖ'den içeri alınırken MİT sadece izledi mi? Bu
çok garip değil mi?
Daha vahim olanını söyleyeyim; MİT'in elinde tam da bu konuyla
ilgili olduğunu bildiğim önemli bir "mektup" var. Tarihi de çok
eski değil, 15 Temmuz darbe girişiminden yaklaşık bir ay sonra; 18
Ağustos 2016... Bu mektubu MİT'e yazan kişi, Enver Altaylı ile 30
yıllık bir tanışıklıktan söz ediyor. Kendi deyimiyle "uzun süre
mesafeli" süren bu tanışıklık son yıllarda "samimi"leşmiş...
Onun iddiasına göre, bu samimiyete giden yolu da Ankara Karum'da
kurulan Avrasya Vakfı(ASAM değil) yöneticilerinden Deniz
Kuvvetleri'nden ayrılan yüzbaşı Kamil Yüceoral ile Tuğtekin Aykurt
açmış...
Mektupta Altaylı'nın FETÖ elebaşısı Gülen'le ilişkisine dair de
şunlar yer alıyor:
"Enver Bey ile son on iki yıl içinde Fetullah Gülen'le ilgili
çeşitli söyleşilerde bulunduk. Benim istihbaratta imkân ve
kabiliyetlerimi, cesaret ve kapasitemi bildiği için birkaç kez bana
örtülü tekliflerde bulundu. 'TSK içinde bilgilere ihtiyacımız var'
dedi. Bunları geri çevirdim ama 2004'te bir talebini yerine
getirdim ve maddi olarak da ödüllendirildim." İlginç değil mi? Daha
2004'lerde Altaylı TSK içinden bilgi alma peşinde. İki yıl öncesine
ilişkin ise daha somut bilgiler var: "Enver Bey'le en son iki yıl
önce yaptığımız konuşmada hocanın bu ülkeyi kurtaracağını
söyledi.
Bana 'Bu ekibe katıl önün açılır' dedi.
Ben de çok amiyane şekilde cevap verdim.
Bu konuşmadan sonra ilişkimiz sıkıntıya girdi." (Burada Gülen'in
1967'de Van'ın Çatak ilçesinde yaptığı iddia edilen olayları
anlatıyor.) Mektubu yazan belki de Altaylı-Gülen ilişkisini
aydınlatacak çok tersten, Ergenekon'dan tutuklanan emekli Albay
Levent Göktaş örneğini veriyor. Önce Göktaş'ı Altaylı ile
kendisinin Kirazlıdere'deki Özel Kuvvetler eski karargâhında
tanıştırdığını ve iyi bir diyalog kurduklarını anlatıyor.