Enver Altaylı meselesi giderek yeni boyutlar kazanıyor. Öyle
olacağı belliydi. Türkiye'nin 60'la başlayan darbeler tarihinin,
daha doğrusu gayrimeşru tarihinin kilit isimlerinden biri ve en
önemli kırılma noktalarının hep içinde yer aldı.
Hiçbir şekilde suçlamadan sadece ilişkili olduğu isimler ve ülkeler
alt alta yazılsa kafalarda onlarca soru işareti oluşur. MİT'in en
güçlü müsteşarlarından Fuat Doğu'dan, CIA'nın 60-70 arasındaki
Türkiye Masası şefi Ruzi Nazar'a, MHP Avrupa Müfettişliği'nden Özal
ve Demirel'in danışmanlığına, Özbekistan Devlet Başkanı Kerimov'la
problemli ilişkisinden FETÖ'nün ikinci adamı Mustafa Özcan'la
samimiyetine uzanan bir ilişkiler ağından söz ediyoruz. Say say
bitmez.
1960'ların sonunda kurulan komando kamplarını, o kampların
finansörü olduğu bilinen işadamı Murat Bayrak'ı da unutmamak
gerekiyor. O defterler tam açılmadan kimin nerede durduğu, neden
ikide bir darbelerle, FETÖ'vari kirli yapılarla karşılaştığımız
sorusuna cevap bulunmaz.
Şu sorunun cevabı da verilmiş değil: Dünyanın dört bir yanında kaos
çıkarttığı, Şili'den İran'a -Musaddık'ın devrilmesi gibi- onlarca
darbe yaptıran CIA, Türkiye'de ne yaptı? Altaylı'nın Türkiye'yi
odağına oturtarak Ruzi Nazar'ı anlattığı kitabında buna ilişkin tek
satır yok. ABD'li CIA ajanları bile kendi istihbarat örgütlerinin
nerede ne yaptığını CIA'dan izin alarak da olsa anlatıyor. Ama
bizde CIA'nın neler yaptığına ilişkin istihbaratçılar dahil kimse
bir şey söylemiyor. Tarla iyi sürülmüş anlaşılan... Hadi 70'lerden
bugüne tanık olduğumuz Doğan Öz'den Uğur Mumcu'ya onlarca faili
meçhul cinayetlerdeki payını bir yana bırakıyorum, ABD'lilerin
sahip çıktığı 12 Eylül darbesindeki rolü bile anlatılmıyor.
Altaylı'nın gündeme gelmesi bu karanlık sayfaların yeniden
açılmasının yolunu açıyor. Ne kadar açılır bilemem ama en azından
kimin nerede durduğu biraz daha netleşir. İşin içine Altaylı
ailesinin girmesi, bu işi biraz daha hızlandıracak ve
boyutlandıracak görünüyor.
Belki de bu vesileyle karanlıkta kalmış onca soruya bazı cevaplar
alınır. Mesela Altaylı'nın, sağ sol çatışmasında onlarca genç
insanın hayatını yitirmesinde bir dönüm noktası olan komando
kamplarının kurulmasında rolü var mıydı? Sağcıların ve solcuların
silahlanmasında, özellikle sol örgütlerin silahla buluşmasında Batı
mı Sovyetler mi daha etkin rol oynadı?
Birkaç soru da Altaylı'nın Almanya dönemine ilişkin... Almanya'da
93-95yılları arasında Altaylı bir turizm şirketi kurdu mu? Bu
şirket nedeniyle BND tarafından ablukaya alındı mı? Bu süreçle
ilişkili olarak Türki Cumhuriyetlerin telekomünikasyon altyapısının
kurulmasında Alman şirketleri lehine bir rol oynadı mı?