Ankara'da hava her açıdan sıcak! Koalisyon görüşmeleri, YAŞ toplantısı, içeride ve sınırımızın ötesinde süren terörle mücadele...
Ama daha önemlisi tüm bunları da aşan bölgesel gelişmelerin yaşanması. ABD-İran ilişkisi yeni boyut kazanıyor. Türkiye'nin DAEŞ'e yönelik mücadelesi giderek derinleşiyor.
Barzani'nin Irak'taki pozisyonu ve Kürt siyasetindeki vazgeçilmezliği netleşiyor. Ve PKKHDP hattında ise sürpriz gelişmeler bekleniyor. Çatışmayı yeniden başlatan PKK'nin yakın zamanda silah bırakması şaşırtıcı olmayacak.
Siyasetin nabzının attığı Ankara kulislerinde bunlar konuşuluyor ama öncelik yine de koalisyon görüşmelerinde. Geldiğimiz noktada zaman daralıyor ve koalisyon umudu da azalıyor. Siyasi tablo ve siyasi zemin, uzun soluklu, Türkiye'nin temel meselelerini omuzlayıp götürecek, uyumlu bir koalisyona şimdilik uygun görünmüyor.
CHP sözcüsü Haluk Koç'un AK Parti- CHP koalisyon görüşmelerini değerlendirirken, ısrarla CHP'nin "uzlaşmacı" tavrına vurgu yapması bir sonuç alınmadığını ve siyaset yapmaya başladığını gösteriyor.
Yani dün itibariyle Ankara'nın gündeminde artık erken veya tekrar bir seçim var. En azından şimdilik MHP cenahından da bir son dakika sürprizi beklenmiyor. Daha çok bir azınlık hükümetinin kurulacağı ve en yakın zamanda seçime gidileceği konuşuluyor. Küçük bir olasılık olarak da seçimlerin 2016 baharına kalmasından söz ediliyor.
İşte bu noktada iki olasılık herkesi kara kara düşündürüyor. Birinci olasılık siyasi partilerin sadece eleştiri değil, bir özeleştiri yapıp yapmayacakları. Başta 13 yıldır iktidarda olan AK Parti olmak üzere CHP, MHP ve HDP, "Biz nerde yanlış yaptık" deyip Türkiye'nin geldiği bu noktayı gerçekçi biçimde mi değerlendirecekler, yoksa "Biz her şeyi doğru yaptık, ötekiler yanlış yaptı" mı, diyecekler.