Avrupa Parlamentosu, 15 Mart'ta Türkiye'nin Afrin operasyonuyla
ilgili bir karar aldı. "Suriye'de Durum" başlıklı karar, ağırlıkla
sol, sosyalist ve aşırı sağcı kesimlerin oyuyla geçti. Bu tablo
bile Avrupa'nın içine düştüğü aczin işareti.
Bırakın bölgede yaşananları Avrupa kendi yaşadığı gerçeğin bile
farkında değil.
Bu halde kalkıp, Türkiye'nin Zeytin Dalı Operasyonuyla "Suriye'de
çatışmaya yeni bir boyut eklendiği"nden, "Sivil kayıplar olduğuna"
ilişkin "haberler" geldiğinden söz ediyor. Bu tespitleri yaptıktan
sonra da Türkiye'ye "askerini çek" diyecek kadar da ileri gidiyor.
AP'nin bu temelsiz ve bölgeden bi haber yaklaşımına başta
Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere gereken cevap verildi ama şunun
da bilinmesinde yarar var.
Bu parlamenterler 7 yıldır milyonlarca Suriyeli katledilirken,
ülkelerini terk ederken neredeydiler?
Neden hiç sesleri duyulmadı?
Göçmenlere karşı Avrupa'dan kin ve nefret yükselirken niçin
sustular?
Şimdi, timsah gözyaşları için de günah çıkartan AB milletvekilleri
ne diyor:
"AB, 2017 yılı içinde 66 bin Suriyeli mülteciyi neden geri
gönderdi?" Günaydın şimdi mi aklınıza geldi. Geç kaldınız, geç...
Oysa Türkiye, sadece kendi güvenliğini değil aynı zamanda DEAŞ ve
PKK'ya karşı mücadelesiyle bölgenin ve AB'nin de güvenliğini
"güvence" altına alıyor.
Bu gerçeği AB'nin siyasi aktörleri görmese de AB halkları görüyor.
Bu yüzden turizmde, Almanya'da yüzde 60'lara, İsviçre'de yüzde
80'lere varan rezervasyon artışları var.
Gerçekten de Avrupa Parlamentosu, eğer vicdanıyla hareket etseydi
Suriye'de katlımlar olurken, DEAŞ ve PKK Ankara'da, İstanbul'da,
Diyarbakır'da bombalarla sivilleri katlederken ayağa kalkardı.
Ama kalkmadılar. Elbette, zor zamanlarda insanlığın vicdanı olacak
böyle küresel kurumlara dünyanın ihtiy...