'Evet'çiler de 'hayır'cılar da önümüzdeki referandumun tarihi
bir dönüm noktası olduğunu biliyor.
Bu yüzden her iki taraf da bütün güçlerini harekete geçirmiş
durumda. Ya eski sorun üreten sisteme veda edeceğiz ya da eski
vesayetçi sistem kör topal devam edecek.
Tarihi bir tercihle karşı karşıyayız. Tercihi de Güngör Uras
ağabeyin halkın temsilcisi dediği Ayşe teyzeler yapacak.
Önceki gün katıldığım bir panelde izleyicilerden biri tam da bu
soruyu sordu: "Ayşe teyze neden evet desin?" Geriye dönüp bakınca,
Ayşe teyzelerin hafızasında, Menderes ve arkadaşlarını idama
götüren 60 darbesiyle başlayan ve en son 15 Temmuz'da 251 şehit
verdiğimiz darbeler sürecinin açtığı derin yaralar saklı.
Ayşe teyzeler bir daha o günlere dönmek istemedikleri için "evet"
diyecek.
Ayşe teyzeler son 15 yılda yenilenen ve umut veren Türkiye'nin
kazanımlarını da gördüler. Onlar gelecek 15 yılların da teminatı.
Ayşe teyzeleri bu referandumda umutlandıran da bu...
Bu yüzden Ayşe teyzeler, dinini, mezhebini, kimliğini gizlemeden,
saklamadan kendisi olarak yaşayabildiği için 'evet' diyecek. Eskisi
gibi tepeden bakan, "bugün git yarın gel" diyen değil, hizmet
üreten bir devlet istediği için evet diyecek.
Eskisi gibi hastane kapılarında, kuyruklarda sabahlamadığı için
'evet' diyecek.
Faizlerin bir gecede yüzde 7500'lere fırladığı, bankaların
hortumlandığı bir ülkede yaşamak istemedikleri için 'evet'
diyecek.