Önümüzdeki siyasi sürecin kısa vadede en belirleyici partisi 1 Kasım'da ciddi sarsılma yaşasa da MHP görünüyor. Yeni anayasa, başkanlık sistemi ve bunların sonucu referandumda MHP'nin alacağı pozisyon içeride ve dışarıda AK Parti karşıtı bütün muhalefet odaklarının hesaplarını bozacak güçte. Bu yüzden bütün eleştirilerin, hatta siyasi saldırıların odağında Bahçeli ve MHP var. MHP'deki muhalefeti harekete geçiren de, CHP-MHP ilişkisini sertleştiren de MHP'nin bu rolü. Bu durum, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yeni anayasa ve referandumla ilgili açıklamalarıyla doruğa ulaştı. Siyasi kulislere bomba gibi düşen Bahçeli'nin son açıklamalarını hatırlamakta yarar var: "İktidar, anayasada ne gibi bir değişiklik düşünüyorsa bunu ağızlarına sakız edeceklerine, TBMM'ye getirsin. Bu ancak referandumla mümkün olabilir. Onun için de 317 milletvekilinin 330'a tamamlanması lazım. Tamamlandığı takdirde belirledikleri veya özledikleri anayasa değişikliğini yapmak için millet huzuruna çıkmış olurlar. Referandum olursa MHP, anayasa konusundaki hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak, gerekli tedbirler alınmak suretiyle, kamuoyunun aydınlatılmasında kendi dünya görüşü ve parti ilkeleri çerçevesinde katkı sağlayacaktır. Anayasa masasından iktidar kalksa dahi, o masada en son oturacak olanlar yine MHP'nin 3 değerli milletvekilidir."