Depremin sarstığı bereketli topraklara doğru yola çıkarken
aklımda hep olağan bir deprem yıkımı göreceğimi sanıyordum. Öyle
olmadığını Gaziantep'ten İslahiye, Akbez, Hassa ve Kırıkhan'a adım
attığımda gördüm. Ama "Bu daha
neymiş?" dedirtenini ise o güzelim medeniyeler şehri
Hatay'a girdiğimde anladım.
Gördüğüm şey deprem değil, küçük bir kıyametin izleriydi. O derin
izleri ancak bakanlar deği l yaşayanlar anlatabilirdi:
Hataylı bir esnaf anlatıyor:
"Bu deprem değil bir kıyametti. İnanın o
80-90 saniye geçmek bilmedi. Pijamalarımla dışarı
çıktığımda soğuk ve bardaktan boşanırcasına yağmur
vardı ve zifiri karanlığın içinden sadece
'kurtarın' feryatları duyuluyordu. O an bu kıyamet
dedim."
Depremde kız kardeşini enkazdan çıkardıktan sonra diğer insanlara
yardım etmek için koşturan 40 yaşındaki Ömer ise
ertesi günün akşamı yaşanan bir başka dehşetten söz etti....