Son yıllarda ABD'yle gel gitlerin, derin krizlerin yaşandığı
özel bir dönemden geçiyoruz. Sadece Fırat'ın doğusu değil,
Akdeniz'den FETÖ meselesine birçok alanda çıkarlarımız çatışıyor ve
çözüme ilişkin bir işaret de yok. Şimdi buna bir de bölgeyi sarsan
Suudiİran eksenli yeni bir gerilim eklendi. Gördüğünüz gibi tablo
iç açıcı değil. Ancak bu tabloya başka bir pencereden de bakmak
mümkün.
O pencere Japonya'nın Osaka kentinde yapılan G-20 zirvesinde
açıldı. Zirvede, Başkan Trump'la Başkan Erdoğan'ın buluşmasından
negatif sonuç bekleyenler hayal kırıklığı yaşadı. Trump neredeyse
Türkiye'nin tezlerini bire bir dünya kamuoyuyla paylaşarak, hem
S-400 krizini atlattı hem de iki ülke ilişkilerinde yeni bir kapı
araladı.
Aralanan bu kapı, siyasi sorunlara deva olur mu göreceğiz ama
ekonomide yeni ufuklar açabilir. Birileri bunu ekonomi üzerinden
Türkiye'ye "havuç uzatılıyor" diye nitelese de tersini söyleyenler
de var. Onlara göre bir ABD Başkanının, Türkiye'yle ekonomik
ilişkiyi önemsemesi, 100 milyar dolar ticaretten söz etmesi ve
ardından Ticaret Bakanı Wilbur Ross'u göndermesi önemli.
Peki siyasette yaşanan gerginliğe rağmen ekonomideki bu yakınlaşma
ne anlama geliyor? Sorunun cevabını süreci başından beri yakından
izleyen, hatta oluşmasına katkı sunan iş adamı, Mehmet Ali
Yalçındağ'la konuştum.
Yalçındağ bir iş adamı ama aynı zamanda ABD Başkanı Trump'ın en
yakın dostu. O kadar yakın ki, 2016'daki ilk başkanlık seçimini
onunla birlikte otel odasında izleyen tek yabancı. Bu yanıyla da
ABD devlet protokolünde belki de ilk kez "Başkan'ın arkadaşı"
olarak kayda geçti.
Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Yalçındağ, içinden
geçtiğimiz kaotik süreçte ABD'yle ekonomi alanında başlatılan
yakınlaşmaya ilişkin şöyle diyordu:
"Önce şunu söyleyeyim, Başkan Turmp bu işe çok önem veriyor.
G-20'de verdiği pozitif mesajlardan sonra TAİK Başkanı olarak bir
mektup yazdım. Başkan mektubu Ticaret Bakanı Wilbur Ross'a vermiş.
O da Ağustos'ta beni aradı ve Washington'a davet etti. Orada
ayrıntılı konuştuk. Sonra da 5 günlük Türkiye ziyaretini yaptı. Bu
çok önemli bir ziyaretti. Sonuçlarını çok yakında göreceğiz."
Önemli devletlerle ticaret yapmanın sadece para kazanmak olmadığını
belirten Yalçındağ, asıl hedefe dikkat çekiyordu:
"Cumhurbaşkanımızın koyduğu, 100 milyar dolarlık ticaret önemli bir
hedef. Aynı şeyi Rusya ve Çin için de söyledi. Bunlar önemli. Buna
da sadece ekonomi boyutuyla bakmamak gerekiyor. Böyle bir ilişki
Türkiye'nin diğer ülkelerle ilişkisini motive edeceği gibi belki de
asıl etkisini ABD içinde gösterecek. Senatoyu, Temsilciler
Meclisi'ni hatta kamuoyunu etkilemede önemli bir araç olacak.
Başkan Trump biraz da bu nedenle ticaret üzerinden Türkiye'yle
ilişkinin geliştirilmesini istiyor."
Geçmişte birkaç kez bu türden girişimler olduğunu ancak "sahipsiz"
kaldığı için başarısızlıkla sonuçlandığını söyleyen Yalçındağ şöyle
devam ediyordu:
"Bu kez durum farklı, başta cumhurbaşkanımız ve ilgili bakanlarımız
bu işe ciddi önem veriyor ve önünü açmak için ne gerekiyorsa
yapıyorlar. Biz de özel sektör olarak tekstil, mobilya, beyaz eşya
ve otomobil alanında hazırlığımızı yaptık ve harekete geçtik."
Yalçındağ son olarak da "Başkan arkadaşı" Trump'ın hakkını teslim
eden bir tespit yapıyordu:
"Başkan Trump tarafından sergilenen iyi niyet ve akılcı tutum çok
umut verici. Bu tutumun krizin giderilmesi yönünde Kongreye de
yansımasını umut ediyorum."