Türkiye'nin 2013 Mayıs'ından bu yana nasıl bir 4 yıl geçirdiğini
düşününce insan inanamıyor. Bu kadar saldırının üst üste geldiği
bir dönem hiç olmadı. Ama buna rağmen Türkiye ayakta ve inadına hem
dünya siyasetini etkiliyor hem de ekonomide kriz beklentilerini
yerle bir ediyor.
Birileri ise ısrarla "Ülke batıyor, yoksulluk diz boyu, yüzde
11'lik kalkınma yalan" söylemleriyle kaygı pompalıyor.
Türkiye'nin sorunları yok mu elbette var.
Ancak Türkiye geç kalmışlığını, sanayileşme ve demokrasi açığını
kapatmak için müthiş bir çaba içinde. Yüzde 11'lik kalkınma işte bu
çabanın ürünü.
Önceki gece Meclis'te bütçe görüşmelerinin son günüydü. Siyaset
kulislerinde ekonomiyle ilgili çok spekülasyon yapıldığı için
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in konuşmasını pür dikkat
izledim.
Altını çizdiğim konuları sizinle paylaşmak istiyorum.
Yoksulluk: "Birleşmiş Milletleri'nin yoksulluk kriterine göre 2002
yılında günlük 4,3 doların altında yaşayanların toplam nüfus
içerisindeki payı yüzde 30'du yani her 100 kişiden 30'u günlük 4
dolar 30 sentin altında bir gelirle yaşıyordu, bugün bu oran yüzde
1,6'ya gerilemiştir"
Ekonominin büyümesi: "2002'yi 100 kabul edelim ve reel olarak
2016'da dünya ekonomisi 100'den 172'ye, Avrupa Birliği 100'den
121'e, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler 100'den 183'e
çıkmış. Peki, Türkiye 100'den kaça çıkmış? Türkiye 100'den 215'e
çıkmış."
Vatandaşa yansıması: "On beş yıl önce bu ülkede yıllık 91 bin
otomobil satılıyordu, geçen sene 757 bin otomobil satıldı.
On beş yıl önce Türkiye'de 3 milyon civarında beyaz eşya
satılıyordu, geçen sene 7,5 milyon beyaz eşya satılmış. 2000'li
yılların başında çiftçimiz yıllık 7 bin traktör alıyordu, geçen
sene 70 bin traktör almış, 70 bin."
Gelelim üzerinde durulması gereken eğitim ve kalkınmanın
kalitesine...
Eğitim ve alt yapı: "Türkiye'de eğitim harcamalarının mi...