Atatürk Havalimanı'ndaki törene, ayağımızın tozuyla Diyarbakır'dan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile geldik. Orada da muhteşem bir tören vardı, Diyarbakır Analarının sivil direnişinin 1000'inci günü. Oradan bir başka muhteşem törene, İstanbul'un Fethi'nin 569'ncu yılı törenine katıldık. Mitingin başlama saatinde alandaydık. Hala yürüyerek gelenler vardı ve yol boyu otobüslerin dizilmesinden, alanın kalabalık olacağı belliydi. Meydana baktığımda, ön sıralardan arkalara kadar öbek öbek Z kuşağı diye nitelenen gençlerin varlığı dikkat çekiciydi. Sıcağa rağmen meydan dinamik ve coşkuluydu.
Bu kalabalık önemliydi. Çünkü bir süre önce öncülüğünü CHP'nin
yaptığı, muhalefetin başlattığı Atatürk Havalimanı tartışması yeni
bir siyasi gerilime yol açmıştı. Bir anlamda muhalefetin Atatürk
Havalimanı'nından yeni bir Gezi çıkarma hesabı vardı. Böylece bu
seneki 29 Mayıs İstanbul'un fethi törenleri aynı zamanda bir siyasi
meydan okumaya da sahne olacaktı, oldu da. Zaten Maltepe mitingiyle
kıyaslamalar bu yüzden yapılıyordu. Meydanı doldurarak hem fethi
kutladı, hem de birilerinin Atatürk ismi üzerinden yeni bir Gezi
çıkarma hesaplarına tepki gösterdi.
Başkan Erdoğan da Türkiye'nin derin tarihine atıf yaptığı
konuşmasında, siyasi gerilim çıkaranları "Bizans entrikacılarına"
benzeten siyasi mesaj veriyordu: "İnşallah bugün de 2023
hedeflerimizi hayata geçirerek 2053 vizyonumuzu adım adım inşa
ederek, çağımızın Bizans'larını ve oralarda kurgulanan entrikaları,
tarihin tozlu raflarına kaldırmaya hazır mıyız? Gazanız mübarek
olsun..."