Bir süre önce Birleşmiş Milletler, PKKYPG'nin Suriye'deki yeni
örgütü SDG temsilcisiyle Cenevre'de "çocuk savaşçıların
bırakılması"yla ilgili bir anlaşma imzaladı.
Anlaşmayı, BM adına Genel Sekreteri Antonio Guterres'in silahlı
çatışmalarda çocuklar konusundaki özel temsilcisi Virginia Gamba,
SDG adına da Ferhat Abdi Şahin imzaladı.
BM'nin bu adımı Türkiye'nin sert tepkisini çekti çünkü işin içinde
siyasi bir tezgah var. Bir anlamda ABD, kurdurduğu ve isim babası
olduğu SDG (Suriye Demokratik Güçler)'yi BM eliyle "terör örgütü"
olmaktan çıkarmayı hedefliyor.
Oysa BM, bu antlaşmayı yaparak bizzat SDG'nin terör örgütü olduğunu
kanıtlamış oldu. Muhatap aldığı imzacı SDG'li Şahin, PKK-YPG
yöneticisi olduğu için "kırmızı bülten"le aranan bir isim. Dahası
var, PKK ve YPG'nin 12-15 yaş arası çocukları çatışmalarda, terör
eylemlerinde kullandığına dair hem BM Uluslararası Bağımsız Suriye
Araştırma Komisyonu'nun hem de Uluslararası Af Örgütü'nün raporları
var.
BM bu gerçeğe rağmen, "çocukları terör örgütünün kullanmasının
önüne geçiyorum" diyerek aslında çok daha vahim olan "terör
örgütünü meşrulaştıran" bir adım atıyor. Ancak bunu yapmaya
çalışırken, muhatabının bırakın terör örgütü olmasını aynı zamanda
"savaş suçu" işleyen bir örgüt olduğunu da kabul ediyor.
Bu çelişkiye İçişleri Bakanlığı, anlaşma sonrası yaptığı
değerlendirmede dikkat çekti:
"Uluslararası bir kurum olan BM'nin PKK/KÇK/PYD ve YPG terör örgütü
adına faaliyet yürüten kurumla eylem planı imzalamasının terörle
mücadele açısından bir çelişki oluşturduğu ve terör örgütünün imza
attığı çocukları savaştırmayı bıraktırma eylem planıyla işlediği
savaş suçunu itiraf ettiği değerlendirilmektedir." BM'nin Cenevre
Ofisi'nde terör örgütüyle yapılan anlaşmanın ne anlama geldiği de
şu satırlarla anlatıldı:
"Örgütün kurulduğu günden bugüne kadar, 'Çocuk Savaşçıları'
bünyesinde bulundurduğunun adeta ispatı ve kabulü anlamındadır. Bu
çerçeveden bakıldığında uluslararası hukuk karşısında insani suç
işlediğinin tescili niteliğindedir." İçişleri Bakanlığı'nın
seslendirdiği "savaş suçu" konusu önemli çünkü bu konuda
uluslararası insan hakları örgütlerinin de onlarca uyarısı ve
tespiti var.
Bizzat BM, 2013'ten bu yana PKK-YPG hattının özellikle Afrin ve
Haseke'de 12 yaşındaki erkek ve kız çocuklarını çatışmalarda
kullandığını ve "savaş suçu" işlediklerini söylüyordu.
Böylece BM, SDG'yi meşrulaştırmaya çalışırken, çocukların
savaşlarda kullanılmasına ilişkin uluslararası mevzuatta en önemli
araçlardan biri olan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)'nin de
devreye girmesinin önünü açmış oldu. Mahkemenin ilgili maddesi,
"çocuk askerler" konusunu ve 15 yaşından küçük çocukların
çatışmalarda doğrudan kullanılmasını "savaş suçu" kabul ediyor.
Bu durumda BM'nin ne yapacağı merak ediliyor. Acaba İmza atarak
"savaş suçu" işlediğini kabul eden SDG'yle ilgili bir işlem yapacak
mı?
BM yapmasa bile Türkiye, BM nezdinde girişimde bulunduğu gibi bu
süreci de yakından izlemeli.
Anlaşılan ABD, Suriye'de BM üzerinden yeni bir strateji deniyor.
Niyetleri şiddet ve terörü devreden çıkartmak değil, tam tersine bu
yapıları silahlandırarak bölgede halklar arası gerilimi
derinleştirmek ve çözümsüzlüğü sürdürmek. Bunun için BM'yi bile
alet ettiler.