ABD'yle ikili anlaşmaların yapıldığı 1947'den sonra neredeyse
her 10 yılda bir iç kargaşayla başlayan kısır bir döngü yaşadık. Şu
tablo hiç değişmedi, önce ABD yardımları, dış krediler veya IMF
borcuyla gelen suni bolluk. Sonra, "Sen
üretirsen pahalı olur"
denilerek körüklenen tüketim. Ve hiç değişmeyen küresel borç-faiz
ve enflasyon tuzağı...
Bu kısır döngüyü kim değiştirmeye kalktıysa ya askeri müdahale ya
da darbeyle karşılaştı. Menderes'ten Demirel'e, Özal'dan Erbakan'a
hep aynı yöntem...