24 Haziran'a giderken, artık ittifaklar da cumhurbaşkanı
adayları da netleşti.
Şimdi kimin ne söylediğini, nasıl bir Türkiye önerdiğini göreceğiz.
Aslında muhalefet cephesinde yer alan partilerin ne söyledikleri
ortada.
Topluma umut veren, gelecek vaat eden yeni bir siyaset önerisi yok.
CHP'den İP'e ya da HDP'ye kadar, hangisinin önerdiği yeni bir
siyaset tartışılıyor?
Hatırlayan var mı? Tek ortak noktaları var; ne pahasına olursa
olsun eski vesayetçi sistemi değiştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı
engellemek.
Bunun için de sadece "yasal" muhalefet cephesi değil, iç ve dış tüm
güç odakları harekete geçmiş durumda.
2013'ten bu yana, 15 Temmuz darbe girişimi dahil her yol denendi.
Hepsi de kaybetti... Son çareleri önümüzdeki seçimler.
Bu yüzden geçmişle kıyaslanmayacak kadar sert ve agresif bir
siyaset izlenecek.
Mevcut bütün muhalefet partilerine bakın, MHP, BBP ve Vatan Partisi
hariç hiçbirinin gündeminde Türkiye'de son 4 yılda yaşananlar yok.
Ne 15 Temmuz darbe girişiminden söz eden var, ne de FETÖ ve PKK
gibi halen tehlike olan terör örgütlerinden...
FETÖ ve PKK geri dönerse
Dış güç odaklarının bunlara yaklaşımları anlaşılabilir. ABD ve
AB'nin derin aklı, 170 ülkede örgütlenen FETÖ'nün yeniden devreye
girmesini istediği gibi PKK'yı da sahipleniyor ve canlı kalması
için elinden geleni yapıyor.
Önceki gün Van'ın siyasi kulislerini izlerken, fısıltıyla da olsa
etkinliği sıfırlanan örgütün "geri döneceği" propagandasından söz
edildi. Benzer bir şeyi FETÖ'cüler de yapıyor.
Peki buna ilişkin siyasi partilerin tavrı nedir? Muhalefetin olası
bir seçim başarısı durumunda, nasıl bir Türkiye'yle
karşılaşacağız?
FETÖ'cüler ne olacak? Seçim sonuçlarından "moral" bulan PKK etkili
olduğu bölgede ne yapacak? PKK-PYD ve ABD işbirliği nasıl
seyredecek?
İP Genel Başkanı Meral Akşener'in, 17-25 Aralık yargı darbesinden
sonra FETÖ'cülerin Bugün TV'sine şu söyledikleri hatırlanmalı: "Biz
geldiğimiz takdirde, tutuklanan polisler ve bu süreçte tutuklanan
diğer görevliler, seçim beyannamemizde belirttiğimiz üzere rüşvet
ve yüz kızartıcı suçların haricinde, tamamına hakları iade
edilecek." O zaman soralım, 15 Temmuz darbe girişiminde tankları,
uçakları kullanan, halka bomba yağdıran veya onlara destek olanlara
da hakları iade edilecek mi?
Aynı sorular CHP için de geçerli. Acaba, 15 Temmuz'a "kontrollü
darbe" diyen CHP ne yapacak?
Bugün sevinç çığlıkları atarak muhalefete destek olan FETÖ ve PKK
geri mi dönecek? CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ilk
işareti veriyor;
HDP'lilere cezaevi kapıları açılacak. O zaman CHP'lilere de şunu
sormak istiyorum:
Şu günlerde yere göğe koymadıkları AB ülkesi İspanya'da ETA'nın
siyasi ayağı Herri Batasuna partisine ve siyasi aktörlerine ne
oldu?
Eski CHP üyesi Rıza Türmen'in, AİHM'nin onayladığı şu tespitlerini
okumalarında yarar var: "Kapatma gerekçeleri arasında, Herri
Batasuna Partisi'nin, terör örgütü ETA ve onun alt kuruluşlarıyla
organik bağı bulunduğu, değişik tarihlerde gerçekleştirilen terör
eylemlerini kınamaktan kaçındığı, parti sözcüsünün 'yasal olan ya
da olmayan her yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz' gibi beyanları,
terörizmi destekleyen afişler asmaları, halkı devlete karşı
mücadeleye tahrik etmeleri gibi gerekçeler var."
Siz bu gerçeği görmezden gelseniz de, halk olup bitenlerin
farkında.