Siyasetin rekabet içinde yapılmadığının en önemli göstergesi,
ana muhalefet partisi CHP'nin, AK Parti'yi rakip
değil "düşman" görmesidir.
Bu eski CHP'nin kodlarında da var. Onlar için DP'den AP'ye,
Anavatan'dan Refah'a bütün sağ iktidarlar,
"gerici" ve "karşı
devrimci"dir. MHP ile ittifak yaptıklarında ise
topyekûn "faşist" olmaları kaçınılmaz. Ama aynı
şeyi kendileri yapsa, o nitelemelerin hiçbiri akıllarına gelmez.
Kılıçdaroğlu CHP'si bunu çok daha vahim bir noktaya taşıdı. Öyle
ki, dün "Madımak katili" diye suçladıkları yüzde
1'lik Temel Karamollaoğlu'nu
"bilge adam", 20 yıldır her seçimi kazanan, askeri
ve sivil vesayeti sonlandıran, konuşulmayan başörtüsü, Kürt ve
Alevi meselesini sorun olmaktan çıkaran, Türkiye'yi izlediği
"bağımsız" siyasetle küresel aktör yapan ve yüzde
50'yi aşkın oy alan Başkan Erdoğan'ı
"düşman" ilan edebiliyor...
O düşman ilan edilirken, ülkeye düşmanlık yapan FETÖ ve PKK'ya ise
kalkan olunuyor.
Bu muhalefetin aklı öyle...