2013 Mayıs'ından bu yana, Türkiye'nin başına gelmeyen kalmadı.
Ayaklanma denemesinden darbelere, terör saldırılarından ekonomik
kuşatmaya kadar her şey yaşandı. Ve her şey gözlerimizin önünde
oldu.
Dindar kılıklı bir cemaatten nasıl bir canavar çıktığına şahit
olduk.
Silah bırakacağını, "düz ovada
siyaset" yapacağını söyleyen PKK'nın çukur
terörüyle nasıl kan döktüğünü,
"Türkiyelileşeceğiz" diyen siyasi kolu HDP'nin,
nasıl birdenbire "aslan" kesilip çözüm sürecini
bitirdiğini ve "PKK sizi tükürüğüyle
boğar" sarhoşluğuna kapıldığını gördük.
Burada kalsa iyiydi, daha vahim olan cumhuriyetin kurucu partisi
CHP ve "dostları"nın tavrı. O partiler ve siyasi
aktörler, Gezi ve 17-25 Aralık yargı darbesinden MİT TIR'ları
operasyonuna kadar her saldırıya bir gerekçe buldu ve onlara karşı
direnenleri itibarsızlaştıran bir siyaset izledi.
Bunu da en acımasızca yapan, 15 Temmuz'a "kontrollü
darbe" diyen CHP Genel Başkanı...