CHP önce, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne "kan dökmeden
gerçekleştiremezsiniz" diyerek karşı çıktı, sonra Meclis'te akla
hayale gelmeyen yollara başvurarak müthiş bir gerilim siyaseti
izledi.
Sonra taktik değiştirerek yelkenleri indirdi ve daha yumuşak ama
doğruları saklayan bir "hayır" kampanyası başlattı. CHP'nin
değişmeyeceği bilinse de aslında bu taktik değişim bile yeni
sistemin, Türkiye'den önce CHP'yi değiştirdiğini gösteriyor.
Bir anlamda CHP yeni bir şey önermeden, önerilen sisteme karşı
çıkıyor ama aynı zamanda yeni sisteme de hazırlık yapıyor. Çünkü
artık CHP aklı da biliyor ki, Cumhurbaşkanlığı sistemi döneminde
millete gitmekten, siyaset üretmekten başka çare yok. Artık devreye
sokulacak bürokratik oligarşi dönemi yani darbe, muhtıra yapma veya
"sistemin asil sahibi biziz" diyen "ideolojik yüksek yargı"
mensuplarının Google üzerinden parti kapatma davaları açma, 367
garabeti uydurma dönemleri bitiyor.
Tam da bu nedenle şu sıralarda Ankara kulislerinde CHP'nin çok daha
önceden yeni sisteme hazırlık yaptığı konuşuluyor. Bu da nereden
çıktı demeyin, somut örneği var. 20 Şubat 2017'de CHP Meclis'e bir
kanun teklifi sunuyor.
Altında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dahil bütün
milletvekillerinin imzası var. Kanunun adı, "Siyasi Ahlaksızlıkla
Mücadele ve Etik Kanunu"...
Aslında 2005'te Kamu Görevlileri Etik Kurulu oluşturulmuş ama CHP
bunu yeterli görmediği için şu öneriye getiriyor:
"Kamu Görevlileri Etik Kurulu kurulmuş ama Cumhurbaşkanı, TBMM
üyeleri ve Bakanlar Kurulu üyeleri kanun kapsamı dışında
tutulmuştur.(...) Bu nedenlerle yeni ve kapsamlı bir kanun
teklifinin hazırlanması zarureti hasıl olmuştur."