Her kritik seçimde olduğu gibi bu seçimde de kaos severler
harekete geçti. Görünen o ki, seçim sürecini etkilemek için her
yolu deneyecekler.
İstanbul Adliyesi'nde Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın yaşamını
yitirmesiyle sonuçlanan kanlı terör saldırısı bu kirli aklın bir
ürünü.
Bu ve sonraki olaylarda istihbarat zaafı olduğu çok açık. Ama
burada asıl tehlikeli olan siyaset ve medyanın tavrı. Yani CHP gibi
bir kitle partisinin ve eski merkez medyanın bu kanlı saldırıya bir
seçim ve iktidarı yıpratma malzemesi olarak bakması...
Aynı şeyi, Danıştay saldırısında ve 27 Nisan e-Muhtıra girişiminde
de gördük. Özellikle CHP'nin bu açıdan huyu hiç değişmiyor. Önce
her olaya iktidarı vurmak üzerinden bakıyor, tutturamayınca da
"bunu iktidar yaptı veya iktidarın işine yarasın diye yapıldı"
deyip tam tersini söylüyor;
Bu "siyasi şaşılığı" CHP dahil tüm muhalefet aksında görmek mümkün.
İktidarın karşısında ezberi bozulan, ekseni kayan bir muhalefet
cephesi var. Türkiye demokrasisi için talihsizlik ama ne yazık ki
gerçek bu. Bu siyasi fotoğrafın en hazin yanı ise CHP gibi
cumhuriyet kuran ve yüzde 25 oy alan bir kitle partisinin, kimin
oyuncağı olduğu bilinen bir terör örgütünün kanlı eylemini siyaset
malzemesi yapacak hale düşmesi...