İktidarda 13 yılı geride bırakan AK Parti'nin 1 Kasım'daki seçim
başarısı en çok muhalefeti şaşırttı. Özellikle de CHP'yi... Aslında
CHP yenilgilere alışkın bir parti... 1950'den beri tek başına
iktidar yüzü görmedi. Ama ne zaman siyasetinde bir yumuşama, küçük
bir değişim olduysa halk da karşılığını verdi.
Ecevit'in 1973 ve 77 çıkışı böyleydi. O da CHP'yi yüzde 41.6'ya
getirmesine rağmen, partiye yön veren statükocu siyaseti
değiştiremedi ve 1980'den sonra kaçıp gitti. Bu ayrılıktan sonra
-arada gelip gidenleri saymıyorum- Erdal
İnönü ve Deniz Baykal gibi güçlü isimler bile bu
kısır döngüyü kıramadı. CHP, 1999 seçimlerinde baraj altı bile
kaldı. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra ise ana muhalefet partisi
olmaya mahkûm oldu.
O günden sonra da yüzde 19.6 ile yüzde 25 civarı arasına sıkışıp
kaldı. Ne yukarı çıkabildi ne de aşağı indi. 2010'da "Yeni CHP"
diye yola çıkan ve "Gandi" diye sunulan Kemal
Kılıçdaroğlu da bu sıkışmayı aşamadı.
Kılıçdaroğlu son 5 yılın bütün seçimlerini kaybetti. Biraz 7
Haziran'da umutlandılar ama o da çok sürmedi, 5 ay sonra 1 Kasım'da
bitti. Ve AK Parti ile CHP arasındaki oy farkı yine yüzde 25'e
çıktı.