CHP'deki kurultay kavgasının giderek şiddetleneceği belliydi.
Fitili ateşleyen isim CHP'nin Basınla İlişkiler ve Kurumsal
İletişim'den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan oldu.
Özkan, kavgayı Cumhurbaşkanı adayı yaptıkları Muharrem İnce'ye
"sıradan ve kaba" diye niteleyerek başlattı.
İnce, bu ağır suçlamaya Halk TV'de cevap verdi:
"İnsan içine çıkamayacak durumdaydı yalanını uyduranlar.
Sıradan ve kaba adam diyenler.
Konuyu burada kapatıyorum." Böyle dedi ama konu orada kapanmadı
tabii... İnce'nin bu açıklamasına Özkan daha da ağır bir suçlamayla
karşılık verdi: "Sadece 'sıradan ve kaba' değil, Muharrem İnce'nin
aynı zamanda iftiracı olduğunu gördüm. Söylediklerini ispat
edemeyen şerefsizdir." Kavga burada da bitmedi. Bir gün sonra çok
daha rezil bir tartışmaya yol açan vahim bir iddia ortaya atıldı:
"CHP'de gizli bir karar merkezi var." Gerçekten de siyaset
açısından vahim bir iddia. İddianın sahibi de Halk TV Genel Müdürü
Şaban Sevinç.
Ona cevabı da Özkan verdi:
"Şaban Sevinç ile böyle bir görüşme olmadı, kendisi yalancının önde
gideni. Bunun hesabını verecek.
Böyle alçakça bir komployu neden yürüttüğünü biliyoruz. Bunu size
söylediyse, bunun hesabını verecek." Şaban Sevinç, nasıl hesap
verir bilemem ama anında televizyona bağlanarak iddiasını daha da
açtı: "27 Haziran'da partiye gittim. Tuncay Özkan ile odasında
görüştük. Birtakım şeyler konuştuk. 'Ben senin dostunum, bu kararı
ben istemedim. Birtakım önemli kararlar bir yerlerde alınıyor,
birtakım karar merkezleri var. Genel Başkan bu kararları getiriyor,
MYK'dan geçiyor' dedi." Bu iddiayı seslendiren Sevinç uzun yıllar
CHP ve parlamento muhabirliği yapan CHP'li deneyimli bir gazeteci.
2005'te de CHP'nin önerisiyle RTÜK üyesi seçildi.
Sevinç, 2012'den bu yana da CHP'nin yayın organı olan Halk TV'nin
başında.
Şimdi gelelim, bu kavganın perde arkasına... Sevinç'in, şaşırdığı
için Kılıçdaroğlu'na da dolaylı ilettiği "CHP dışarıdan bir konsey
tarafından yönetiliyor" anlamına gelen iddiası insanı dehşete
düşürüyor. Ama şaşırtmıyor. Çünkü Kılıçdaroğlu CHP'sinin son
yıllarda izlediği FETÖ eksenli siyaseti insana bunu
düşündürtüyor.
Kavganın nedeni para mı?
Bu vahim iddiaya CHP yönetimi nasıl bir cevap verecek göreceğiz.
Ama şu sorular da cevabını bekliyor. Önce Şaban Sevinç'e soralım: O
gün Özkan'la ne görüştünüz? Ondan ne istediniz de o size böyle bir
cevap verdi?
Çünkü o geceki konuşmanızda "Bunu söyleyemem" dediniz, Özkan da
size, "Bu kararı ben vermedim" diyor. Sonra da televizyonda sizin
ne yapmak istediğinizi partinin de kendisinin de bildiğini
söylüyor.
Peki, onların bildiği, sizin halka açıklamadığınız o karar
neydi?
Acaba bu, kulislerde konuşulan Halk TV'ye her ay belli bir miktarda
para istemenizle ya da CHP yönetiminin sizi değil de 3 milyon borcu
olan KRT televizyonunu tercih etmesiyle ilgili olabilir mi?
Şu sorular da CHP yönetimine; CHP, Halk Tv'ye hizmet bedeli olarak
kaç yıldır kaç lira ödedi? Bu ve diğer kampanyalar için harcama
kararı verenler Erdoğan Toprak, Haluk Koç, Mehmet Bekaroğlu ve
Bülent Tezcan mı?
Bu arada CHP'nin siyasi propaganda için kimlere ne kadar para
verdiğini ve "solcu" yandaş gazetecilerine milyonlara ulaşan
paralar verip vermediğini de merak ediyorum.
Son bir not: Halk TV aslında Deniz Baykal'ın kontrolünde. CHP
yönetimi oraya sıcak bakmıyor. O yüzden para vermiyorlar, kanal da
muhalefet ediyor.