Birkaç gün önce Yavuz Ağabey (Donat) "Derin
Komutan" başlıklı bir yazı yazdı. Sanıyorum onun dışında da
kimse o komutan hakkında yazı yazmadı. Oysa ister devlet, ister
sivil siyaset penceresinden bakılsın önemli bir isimdi Emekli
Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu… Ve Türkiye'nin karanlık tarihi
içindeki "derin" yeri tartışılmazdı.
Adı siyasi çatışmaların yükseldiği ve
"kontrgerilla" iddialarının ileri sürüldüğü 70'li yıllarda
ortaya atılmış hatta dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'le
Sarıkamış'taki şu konuşması çok tartışılmıştı.
Rahmetli Ecevit, 1978'de Sarıkamış'ta Tümgeneral Sabri
Yirmibeşoğlu'na Özel Harp Dairesi'yle ilgili kaygılarını iletirken
Yirmibeşoğlu'ndan "Kuşkularınız yersiz" cevabını alınca
şu soruyu sorar:
"Farz-ı muhal, buradaki MHP il başkanı, aynı zamanda Özel Harp
Dairesi'nin sivil uzantısındaki gizli elemanlardan biri olamaz
mı?"
Yirmibeşoğlu'nun cevabı o kaygıyı doğrular: "Evet, öyle ama
kendisi güvenilir, vatansever bir arkadaşımızdır."
Ama onu kamuoyu daha çok, gazeteci Fatih Güllapoğlu'na
söylediği şu sözler tanıdı: "6-7 Eylül bir Özel Harp işidir.
Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı."
Sonradan bu sözlerini değiştirmeye çalışsa da o söz hafızalara
kazılmıştı. Ama benim hafızamda başka önemli olaylar da var.
Toplumun zihninde ve vicdanında derin yaralar açan olaylar… En
önemlisi de Rahmetli Turgut Özal'a düzenlenen suikasttı.
24 Mayıs 2014'te bu konuyu Hürriyet gazetesi vesilesiyle şöyle
yazmıştım: "Yıl 1988. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir yıl var.
Özal'ın önemsediği konulara bakın; sivil cumhurbaşkanı, sivil MİT
ve Kürt meselesinin çözülmesi... Tıpkı bugünkü gibi.
Bir de olanlara bakın: Fazla bilinmeyen tuzakları bir yana
bırakıyorum, en önemlisi 18 Haziran 1988'de Anavatan kongresinde
Özal'a düzenlenen suikasttı. Özal, suikasttan kurtulduktan sonra
olayı Savcı Uğur Tonik'in araştırmasını ister. Daha önce de
yazdım, Tonik araştırmayı sürdürürken kızı kaçırılır ve Ortaköy'de
bir binaya çağrılır. Ulaştığı sonuç ilginçtir, suikastın
arkasında bir işadamı, bir gazete patronu ve bir general
vardır.
Sonradan yazıldı, gazete patronu Hürriyet'in o zamanki sahibi
Erol Simavi, general deÖzel Harpçi Sabri Yirmibeşoğlu'ydu... O olay
hâlâ yargı açısından bir sonuca ulaştırılmış değil ama şu
biliniyor: 1988 suikastı öncesi gazete patronu Erol Simavi, Özal'a
savaş açmış, hatta Hürriyet'in manşetinden yayınlanan hakaret ve
tehdit içeren mektubunda Özal'a 'çomar' diyecek kadar
pervasızlaşmıştı."
Orgeneral Yirmibeşoğlu, Kıbrıs meselesinden, 70'li yıllardaki
sağ sol çatışması ve onun sonucu olan 12 Eylül darbesine kadar
geçen çok önemli ve kritik bir tarih aralığında etkin olan bir
isimdi.