Türkiye'yi yasa boğan Ankara katliamını, yapacak ve yaptıracak
olan ve olağan şüpheli diyebileceğimiz çok sayıda güç var.
Küresel ve bölgesel güçlerin, onlarla ilişkili olağan şüpheli
örgütlerin hangileri olduğunu herkes biliyor. Ama geldiğimiz
noktada artık bu tespitleri yapmak yetmiyor. Devletten ve güvenlik
güçlerinden çok daha fazlası bekleniyor. En azından olağan şüpheli
olarak adı geçen örgütlere ilişkin daha somut adımların atılması
gerekiyor.
Geriye dönüp bakınca, ne Diyarbakır ne de Suruç bombalamalarıyla
ilgili tatmin edici bir adım atılmış değil. Bu durum kafalarda soru
işareti yarattığı gibi boşluğu da PKK gibi spekülasyon yapmakta
mahir olan örgüt ve Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanı bazı
medya unsurları dolduruyor.
İstedikleri gibi algı yaratıyorlar.
Bu noktada onları güçlü kılan bir başka gerçek daha var;
saldırıları üstlenen bir örgütün olmaması... Öne çıkan iki olağan
şüpheli DAEŞ ve PKK. Ama ikisi de bu bombalamaları üstlenmiyor.
DAEŞ onca eylemi üstlenmesine rağmen, ne Diyarbakır'ı ne de Suruç'u
üstlendi. DAEŞ'in Türkiye'yi düşman ilan eden açıklamaları var ama
saldırıları üstlendiğine dair bir açıklaması yok. Bu işte bir
gariplik yok mu? Bu kadar DAEŞ mensubu gözaltına alınıyor, hiç mi
bu eylemlere ilişkin bir istihbarat alınmıyor?