Emekli Kurmay Albay, eski CHP milletvekili Dursun Çiçek, siyaset
yapıyor görünse de aslında içinde yetiştiği darbeci-cuntacı
zihniyetten kopamıyor. Ne zaman çıkıp konuşsa o zihniyeti
yansıtıyor. En ilgisiz konularda bile...
Şimdi kamuoyu onun son söylediklerini tartışıyor. Bakın ne diyor:
"Hâkimlerle, savcılarla görüşüyoruz. Onlara bazı yargılamaların, bu
soruşturmaların niye sonuçlanmadığını soruyoruz... Onlar da bize,
'Türk yargısının durumunu biliyorsunuz, hâkim ve savcıların üçte
biri sanık oldu, görevinden atıldı; dolayısıyla bizim iktidarı
yargılayacak gücümüz yok iktidarı düşürmek muhalefete düşer, sizin
göreviniz, siyasetçilerin görevi. Onları iktidardan indirin bakın
biz onları nasıl yargılıyoruz göreceksiniz' diyor. Bunu söyleyenler
arasında başsavcılar da var!"
Sanki karşımızda vesayeti kurumlaştıran 60 darbesini yapan albaylar
cuntasından biri var. Bu konuşmada Çiçek'in zihniyetini yansıtan
iki önemli tespit var: İlki, kendisine kumpas kurup yargılayan
FETÖ'cü hâkimlerin atılmasına itiraz etmesi ve FETÖ'cü yargı
kuşatmasından hiç söz etmemesi. İkincisi ise bir başsavcının
seçilmiş bir iktidarı yargılamak istemesi.
Çiçek, kendisine kumpas kurup yargılayan FETÖ'cü hâkimlere sahip
çıktığı gibi hiç FETÖ'cü yargı kuşatmasından da söz etmiyor. Daha
vahimi bir başsavcının -kimse o başsavcı açıklanmalı- seçilmiş
iktidarı "indirme" talebinden ve yargılamak istemesinden
rahatsızlık duymaması.
Aslında bu Çiçek'teki darbeci zihniyetin ilk açığa çıkışı değil.
Dikkat edilirse asker kökenli Çiçek, ne hikmetse hem FETÖ konusunda
hem de HDP konusunda sürekli koruyucu çıkışlar yapıyor.
15 Temmuz darbe ve işgal girişiminden sonra bile FETÖ gerçeğini göz
ardı ederek sürekli iktidarı suçladı. Hatta bir söyleşisinde
bırakın iktidarı, o gece darbeyi durduran halka bile dil
uzattı:
"O gece yaşanan, ateş edilen olaylarda tabii sivil vatandaşların da
sorumluluğu var. Hepsi askerlik yaptı. Mehmetçik'in elinde silah,
kendisini koruyacak. Darbe girişimi gecesi tankı teslim almak,
askerin elindeki silahı teslim almak gibi hareket tarzları
yanlış..."
Şimdi gelin bu konularda ahkâm kesen Çiçek'in 40 yılını verdiği
orduyu kuşatan ve darbe yapacak güce ulaşan FETÖ'cülere ilişkin
öngörüsüne bakalım: Daha önce de yazdım; 15 Temmuz darbesinden
sadece 3 ay önce 23 Mart 2016'da kendisine sorulan
"Genelkurmay'daki bu yüzde 10'luk yapı, darbe yapabilir mi?"
sorusuna şu cevabı veriyor: "Ben buna güler geçerim. Böyle bir
tehdit algılamıyorum. Fetullahçılar zaten şu anda Fetullahçı
olmadıklarını kanıtlamaya çalışıyorlar."
Gördüğünüz gibi Çiçek bir hayli üzgün... Ne darbesi, ona göre;
"Fetullahçı olmadıklarını kanıtlamaya çalışan" bir avuç "zavallı"
var karşımızda. İşte o "zavallılar" bu ülkeye 15 Temmuz kanlı darbe
ve işgal girişimini yaşattı.
İlginçtir, Çiçek, benzer bir yaklaşımı HDP'ye de gösteriyor. Bir
süre önce HDP'yle CHP ittifakının öncülüğünü yaparken şöyle
diyordu: "Kriterlerimize uyan HDP'lileri CHP'den aday
gösterebiliriz."
Bu tablo, Albay Çiçek'in, sivil iktidara öfke duyduğunu ama FETÖ ve
HDP'yi koruyan, kollayan bir tavır aldığını gösteriyor. Acaba
Çiçek'in bu tavrıyla, FETÖ'cülerin açık darbeci olması, HDP'lilerin
de sürekli "darbe dinamiği"nden söz etmeleri, ortak bir zihniyetin
tezahürü mü yoksa tesadüf mü?