Osmanlı'nın son 200 yıllık arayışının iki sonucundan övgüyle söz
edilir; parlamenter sistem ve cumhuriyet... Hedef doğru olsa da
sonuç pek parlak olmadı.
Çünkü tek parti dönemi bir yana sonra geçilen parlamenter sistem
kurumlar (ordu ve bürokrasi) aracılığıyla yürütüldüğü için,
cumhuriyet de demokrasiyle buluşamadığı için sürekli kriz üretti ve
başarısız oldu.
Geçmişi ve kötü koalisyon dönemlerini saymıyorum, sadece son 60
yılda 15 Temmuz da dahil 6-7 darbe ve muhtıra yaşadık ve ağır
bedeller ödedik.
Bu yüzden de Osmanlı döneminde "ıslahat" cumhuriyet döneminde de
"reform" talebi hiç bitmedi. Son dönemde bu büyük fotoğrafı görmek
isteyenlere ışık tutacak çok değerli kitaplar çıktı. Onlardan biri
de Turizm ve Kültür Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman'ın "Türkiye'de
Devlet Reformu ve Başkanlık Sistemi" kitabı...
Yayman, bu sistem arayışı ve reform konusunu çok çarpıcı bir
yaklaşımla ele alıyor. Cumhuriyetin daha 10'uncu yılından itibaren
ortaya çıkan "reform" beklentisini yabancılara hazırlatılan
raporlar üzerinden anlatıyor.
1980'lere kadar yabancılara rapor hazırlatma işi hiç bitmiyor. Kimi
ekonomi, kimi bürokrasi kimi de yol siyaseti üzerinden reform
gerekliliğini anlatıyor.
Dorr Raporu (1933), Hilts Raporu (1948) Barker Raporu(1951) Hanson
Raporu (1954) Fodol Raporu (1963) gibi...