MİT TIR'ları üzerinden DEAŞ yalanları, Halk Bankası
operasyonuyla kara para yalanları, Besledikleri, büyüttükleri "FETÖ
yok" yalanları Suriye'de DEAŞ gerekçesiyle YPG'nin
silahlandırılması yalanları Meclis'in bombalanması ve 252 şehidin
verildiği 15 Temmuz darbesiyle ilgili "tiyatro" yalanları ABD ve
AB'nin Türkiye siyaseti büyük oranda bu yalanlar üzerine
kurulu.
Şimdi bu siyaset S-400 yalanları ile sürüyor.
İçerideki muhalefet de uzun zamandır aynı yalan siyasetini izliyor
ve sosyolojik tabanını "sahte" kahramanlarla besliyor. Haşmet
Babaoğlu, bu stratejiyi şöyle özetliyor: "Yalanı doğruymuş gibi,
sahtesini gerçekmiş gibi anlatıyorlar." Bu durum eski Türkiye'deki
Mahmutpaşa esnafını hatırlatıyor. O dönemlerde yabancı marka
ürünlerin sahtesi çok yapılırdı. Esnaf da gerçeği saklamıyor ürünün
üzerine açık açık şunu yazardı: "En hakiki sahte" Ne yazık ki bugün
siyasette "en hakiki sahte" aktörlerin sayısı bir hayli fazla...
Hiçbiri de kendisi olarak ortaya çıkmıyor. Yüzlerde hep bir maske
var.
Ve öyle bir siyasi zemin oluşturuldu ki, bir toplumsal siyasi
kesimin varlık nedeni olan siyasi duruşlar bile "sahtecilik"
nedeniyle sorgulanamaz oldu.
Dün ABD emperyalizmine karşı çıkanlar, bugün tam da bu nedenle
sessiz kalmayı tercih ediyor.