Son dönemde yükselen toplumsal kutuplaşmayı kimlerin
körüklediğini görmek için Ankara ve Brüksel'i sarsan teröre ve
Ensar Vakfı'nda yaşanan tacize nasıl yaklaşıldığına bakmak yeterli.
Çifte standardın, kutuplaştırıcı dilin tavan yaptığı çok olaylar
yaşadık ama son dönemdeki kadarını az gördük. Özellikle de terör
konusunda.
Şimdi bunun bir benzeri Ensar Vakfı olayında yaşanıyor. Bazı
kesimler mal bulmuş mağribi gibi Ensar Vakfı'na ait evlerde
çocukların cinsel istismara uğramasını koca bir inanca, düşünce
sistemine bağlayacak kadar işin ucunu kaçırmış durumdalar.
Oysa olay çocuklar ve öğretmenlerle ilgili olduğu için çok hassas
ve sorunlu bir konu. Bu yüzden olayı yorumlayanların daha sağduyulu
bir yaklaşım sergilemesi gerekiyor. Ama ne mümkün, siyasi körleşme
öyle bir noktaya varmış ki, dün CNNTürk'te Deniz Zeyrek'in şu
sözlerine bile tahammül edilmedi, saldırıya uğradı:
"Sapık zihniyet her yere sızabilir. Yani kurumlarda sistematik
şekilde böyle yapılıyormuş gibi yaklaşım yerine izleyicilerimiz
sağduyulu ve objektif olmalı. Bu sapıklar bu sapık düşünce her
okula sızabilir, her yere sızabilir."
Bunları söylemeyi bile suç sayan siyasi ve sosyal bir kesim var.
Artık "Toplum çok kutuplaştı" diyerek de bu kesim görmezden
gelinemez. O kesimin içinden herhangi biri, biraz farklı bir
yaklaşım sergilediğinde nasıl tepki verildiğini defalarca
gördük.
Bu kutuplaştırıcı kesime rağmen, çocukların cinsel istismarı
herkesin üzerinde hassasiyetle durması gereken ve sadece bize ait
olmayan önemli ve derin bir sorun.