Çok yazıldı, hatta küresel merkezlerin en etkili gazetelerinden
Washington Post, 14 Mayıs 2023 seçimlerini, "Dünyanın en
önemli seçimi" ilan etti.
Sadece gazete ve dergilerin kapağına bakmak bile emperyalist
merkezlerinin Türkiye seçimlerine nasıl baktıklarını anlamaya
yeterdi.
Batı içeriden ve dışarıdan bütün güçleriyle Başkan
Erdoğan'ın "seçimle" gitmesi için
uğraştı. FETÖ'sü, PKK'sı, ekonomik tetikçileri hepsi
devredeydi.
Batı, öyle bastırdı ki, sonunda kendi ırkçılarına benzettiği
cumhuriyetin kurucu partisi koca CHP'ye "Suriyeliler
gi-de-cek" dedirtti.
Bu yüzden 14 ve 28 Mayıs seçimleri sadece bir iç siyasi rekabet
seçimi değil, emperyalizme teslim olma ya da olmama seçimiydi. Bu
da sadece PKK veya FETÖ karşıtlığından ibaret değildi; asıl problem
ülkeyi kuşatan ABD gerçeğiydi ve halk bunu gördü.
Muhalefet ve onlara akıl veren aklıevvel uzmanlar ise aylarca halka
sadece cebini düşünen "yaratık" gözüyle baktı,
"Tencere iktidar götürür" diye boğazlarını
yırtarcasına bağırdı.
Oysa halk sadece cebini değil, ülkesini ve geleceğini de düşündü ve
ona...