Türkiye, tarihinin en büyük orman yangınlarını yaşarken, CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yangını
söndürmeye katkı vermek yerine alevlendirmek için öyle bir yol
seçti ki, hem yangınla mücadele edenlerin moralini bozdu hem de
sokağı ateşleyerek toplumsal gerilimi artırdı. Yöntemi de klasik
vesayetçi yöntemiydi, Atatürk'ü ve kurduğu Türk Hava Kurumu'nu
kullanıyordu.
O andan itibaren, yangını oturduğu yerden izleyen, fondaş medyadan
tek yönlü bilgilenen tuzu kurular da feryat figan bağırmaya
başladı:
"Nerde bu devlet? Neden THK uçakları
uçurulmuyor?"
Kimsenin gerçeği öğrenme derdi yoktu. Yalan haberler ve
provokatörler de devreye girince, toplumsal ve siyasi ortam da
yangın yerine döndü.
Oysa THK uçakları meselesi çok değil iki yıl önce de gündeme gelmiş
ve çok tartışılmıştı. Ama o günlerde yerel seçimlerden yeni
çıkıldığı için Kılıçdaroğlu ve
"dostları" için kullanılabilir cazip bir malzeme
değildi ve dönüp kimse THK gerçeğine bakmadı bile.
Şimdi gelin o günlere gidelim ve üst üste yazdığım yazılardan
özetle olanları...