Anayasa Mahkemesi'nin son kararı geçmişteki siyasi kararlarını bile aratacak düzeyde, Türkiye'nin yaşadığı sıcak tehlike FETÖ açısından derin etkileri olabilecek bir kırılma yarattı. En önemlisi de tıpkı ana muhalefetin "kontrollü darbe" yaklaşımı gibi FETÖ'ye yeni bir motivasyon kaynağı olması.
Aylardır FETÖ verdiği mesajlarla, bu davaların boşa çıkacağını bağırıp duruyor. Tanıklık yapanları, itirafçı olanları itibarsızlaştırmak için içeriden ve dışarıdan inanılmaz bir operasyon yürütüyor. Mahkemeleri kilitlemeye çalışıyor. Tam bu noktada Anayasa Mahkemesi'nin kamuoyunu büyük oranda ikna etmeyen tartışmalı kararı geldi. Kararın tartışmalı yanını, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı hukukçu Mehmet Uçum şöyle özetliyor:
"Bireysel başvuru hakkı kişisel hak ve özgürlükler bakımından önemli bir üst yargısal güvencedir. Ancak bu güvenceyi realize etmesi gereken yetki sahibi AYM'nin, denetim yaparken 'iç karışmazlık' ilkesini ihlal etmemesi gerekir.
Bu ilke, sadece yargı, yasama ve yürütme kuvvetleri arasında
uygulanan bir ilke değildir. Yargı açısından her mahkeme mecrasının
işlevsel bağımsızlığını 'iç karışmazlık' ilkesi güvence altına
alır. Ayrıca AYM; 'yerinde yargılama' sürerken mahkemelerin başvuru
yolu tüketilmiş ara kararlarının denetimi ile kesinleşmiş yargı
kararlarının denetimi arasında kesinlikle niteliksel ayrım
yapmalıdır."