Arkasındaki küresel destek bir yana "şeytani" bir örgütle karşı
karşıya olduğumuz bir gerçek. FETÖ'cülerden söz ediyorum.
FETÖ'cülerin mahkemelerde nasıl yalan söylediklerini, görüntüleri
varken bile "O ben değilim" dediklerini toplum olarak aylardır
izliyoruz.
Bunu yapabilecek bir örgüt olduğu az çok tahmin ediliyordu ama öyle
şeyler var ki şeytanın bile aklına gelmez. Dünyanın en azılı terör
örgütleri bile yanında sınıfta kalır. 15 Temmuz darbe girişiminden
sonra sanıyorum ilk kez bu köşede "FETÖ'nün ablaları nerede?"
sorusunu sormuş ve şu tespiti yapmıştık:
"15 Temmuz'daki o kanlı saldırıyla ilk kez genç veya yaşlı,
orgeneral veya teğmen fark etmiyor, o yapıda yer alanların bir anda
nasıl katile dönüştüklerine de tanık olduk. Oysa topluma onlar
'altın nesil' olarak sunulmuştu. O neslin öncüleri ise 'Abiler veya
Ablalar'dı. Evlerde, okullarda, yurtlarda genç çocuklara ilk zehri
şırınga eden onlardı.
Onların rahle-i tedrisinden geçen ve sonra karşımıza savcı, yargıç
ve polis olarak çıkanların neler yaptığını, özel hayatlara nasıl
girdiklerini, sahte belgelerle nasıl kumpas kurduklarını, suçsuz
insanları nasıl içeri attıklarını daha önce gördük. Şimdi de
onların asker kıyafeti içinde apoletli teröristlere dönüştüğüne
tanık olduk. Ve bunların hepsi de ağırlıkla 'Abiler' ve
'İmamlar'dı.
Peki, devletin kılcal damarlarına kadar sızan, parlamentoyu
bombalayan ve halka kurşun sıkanların 'Ablaları' yani 'İmameleri'
nerede? Bu önemliydi çünkü yapıyı iyi bilenlerin söylediğine göre
örgütün genişlemesinde ve kurumlarda kök salmasında sayısı
erkeklerden az olmayan 'kadınların' rolü çok büyüktü."
O oranın da yüzde 50'lerden aşağı olmadığı biliniyor. 15 Temmuz'dan
bir süre sonra FETÖ'nün ablalarına yönelik operasyonlar başladı ve
çok sayıda "abla" gözaltına alındı. Ancak çoğu tutuklanmadı.
Tutuklanmadı çünkü FETÖ'nün şeytani aklı devreye girdi ve akıl
almaz bir plan uyguladı.