Türkiye'nin bir yanına saldırılırken, bir yanı direniyor. Bir
yanı tahrip edilirken, öteki yanı yeniden üretiyor, yeni şeyler
yapıyor. Bombalara, darbelere rağmen yatırımlar hız kesmiyor.
Tam da bu yüzden, 2013'ten bu yana Türkiye'ye karşı öfke ve kin de
bitmek bilmiyor.
Marmaray'dan Avrasya Tüneli'ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden
Osman Gazi'ye, yerli İHA'dan yerli tanka, hızlı trenden metroya,
her saldırıdan sonra yeni bir proje hayata geçiyor.
İşte onlardan biri daha... En çok itiraz edilen ve öfke duyulanı da
oydu yani İstanbul'un yeni havalimanı... Önceki gün, Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın konuğu olarak
3'üncü havaalanı şantiyesindeydik. Müthiş etkileyici bir
şantiye.
Kar kış demeden, binlerce iş makinesi, karınca misali geleceğin en
modern havaalanını inşa ediyor.
Biraz ayrıntılarını öğrenince buranın sıradan bir havaalanı
olmadığını, bakanın deyimiyle gelecek 50 yılın itici güçlerinden
biri olduğunu görüyorsunuz.
Belki de bundan dolayı ısrarla karşı çıkıldı, "Bu kadar büyük
havaalanına ne gerek var" denildi hatta "İstanbul'a aşırı yük
getireceği, beklenen yolcuyu da getirmeyeceği" söylendi.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın daveti bu
soruların cevabıyla ilgiliydi. Bakan Arslan, yapımcı firma İGA'nın
bağımsız ve tarafsız bir kurum olan EDAM (Ekonomi ve Dış
Politikalar Merkezi)'dan talep ettiği "İstanbul Yeni Havalimanı
Ekonomik Etki Analizi"yle ilgili önemli ipuçlarını açıkladı.