Birkaç gündür Sabah'ta yayınlanan Fethullah Gülen'le ilgili
"FETÖ 'gönüllü' CIA ajanı oldu" başlıklı haber ilgiyle okundu.
Haber, adı verilmemiş istihbarat birimlerinin hazırladığı bir
rapora dayanıyor.
O raporu hangi kurum hazırladı bilmiyorum ama o raporda, Gülen'in
geçmişiyle ilgili biraz araştırma yapan biri olarak, o geçmişin
karanlık noktalarına ilişkin özellikle de CIA ile 'gönüllü'
ilişkinin geçmişine dair hiçbir bilginin olmaması ilginç değil
mi?
Bu noktada şüpheye düşmemek mümkün değil. Acaba Türkiye'deki
istihbarat kurumlarının elinde cemaatin karanlık geçmişine ilişkin
bilgi mi yok, yoksa bunun araştırılması mı engelleniyor? Ya da hâlâ
MİT veya Polis İstihbarat'ta cemaat mi etkili?
İşin doğrusu, bu soruların cevabı bu yapıyla mücadelenin seyrini de
etkileyecek önemde. O cevabı bekleyeceğiz ama şu da biliniyor;
Fethullah Gülen'in hem derin yapılarla hem de istihbarat
örgütleriyle ilişkisi hiç de öyle gizli saklı değil. Geçmişi de
hayli gerilere uzanıyor.
Bu konuda geçmişte yazdığım iki yazıda da yeterince ipucu var. İlki
16 Ocak 2014'teki "Cemaatin derin tarihi" başlıklı yazı: "Tuncay
Güney'in ifadesini alan Polis Memuru Ahmet İhtiyaroğlu
anlatıyor: