Son dönemde medya ve sosyal medya mecraları adeta cinayet
bültenlerine döndü. Ana haber bültenleri bile gazetelerin üçüncü
sayfa haberleriyle dolup taşıyor. Kadın cinayetleri, sokak
saldırıları, mafya hesaplaşmaları birbirini izliyor. Muhabirler
dedektif gibi saatlerce bir cinayeti anlatıyor.
Bu tabloyu sokağa inen "muhalif" bir televizyon muhabirinin şu
sorusu tamamlıyor:
"Sokakta kendinizi güvende hissediyor
musunuz?"
Cevap tabii ki "Hayır"... Bir de gençlerden,
"Artık bu ülkede yaşamak istemiyorum,
yurtdışına gitmek
istiyorum" cevabı gelince, görev "gönül
rahatlığı" ile tamamlanıyor. Artık karşınızda mafya
boranlarının cirit attığı, çetelerin çatıştığı, sokakları güvensiz
Teksas'a dönüşen bir Türkiye fotoğrafı var...
Peki gerçekte durum ne?
Suç oranlarında aşırı bir artış mı var yoksa suçlar daha görünür mü
oldu? Ya da bazı medya mecraları muhalefete alan açmak için
bilinçli bir biçimde "suç ülkesi" imajı çalışması
mı yapıyor?
Doğrusu hepsinin az veya çok payının olduğu bir süreçten geçiyoruz.
Suç...