Başkan Erdoğan, önceki akşam NTV'de iç ve dış siyasete ilişkin
önemli açıklamalar yaptı. O açıklamalardan bir de faili meçhul
kalan Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu cinayetinin kilit
isimlerinden, eski asker Nuri Gökhan Bozkır'ın, MİT
operasyonuyla Ukrayna'da yakalanarak Türkiye'ye
getirilmesiydi.
Son yıllarda MİT'in FETÖ ve PKK'yla ilişkili birçok ismi
getirdiğine tanık olduk ama ilk kez, yakın tarihimizin karanlık
sayfalarına ışık tutacak bir isim getiriliyordu. Bu ismin
önemini Başkan Erdoğan şu sözlerle dile getirdi:
"Bu şahsın ülkemize getirilmesi, geçmişteki faili meçhul
cinayetleri aydınlatma konusundaki kararlılığımızın
ispatıdır."
Gerçekten bu operasyonla yakın tarihimizde yaşanan birçok
karanlık olay aydınlatılabilir. Çünkü ilk kez, kararlı bir siyasi
irade vardı ve kilit bir isim de yakalanmıştı.
Geriye dönüp bakın, sadece 90'lı yıllarda değil 70-80 arasındaki
sağ-sol çatışmaları, suikastlar ve kitlesel kışkırtmaların hiçbiri
aydınlatılmadı. Savcılar araştırdı, davalar açıldı, hatta Meclis
Araştırma Komisyonları kuruldu ama ortaya bir sonuç çıkmadı. Bazı
kilit isimler yakalandığı halde bile bu başarılamadı.
İşin püf noktası, Başkan Erdoğan'ın, "cinayetleri
aydınlatma konusundaki kararlılığımız" sözüydü. Gerçekten
de bugüne kadar bu konuların üzerine
gidecek "kararlı bir siyasi irade" yoktu.
Zaman zaman Ecevit ve Özal gibi işin üzerine
giden siyasi aktörler oldu ama hiçbiri sonuna kadar gidemedi.
Bırakın Bahriye Üçok, Eşref Bitlis veya Uğur
Mumcu cinayetlerini, Ecevit kendisini hedefe alan
Çiğli suikastını, Özal da partisinin
kongresinde kendisine ateş eden Afyon Dazkırılı Kartal
Demirağ olayını bile çözemedi.
Çünkü işin içinde sadece dış güç yoktu, devlet içinde etkin iç güç
odakları da vardı. Dahası içerideki o güç odaklarını dokunulmaz
kılan bir "vesayet rejimi" vardı. İşte bu yüzden,
arkasında milletin yüzde 50 gücü de olsa hiçbir seçilmiş, faili
meçhul cinayetlerin üzerine gidemedi.
Yıllarca bu cinayetlerin, saldırıların
arkasında CIA veya Gladyo olduğu söylense de bu
kanıtlanamadı. Büyük ihtimalle içerideki bağları onları korudu.
Aslında darbelerin arkasındaki küresel güç ile geçmişteki kaos ve
faili meçhul cinayetlerin arkasındaki güç aynıydı. Sadece
kullandığı aparatlar değişmişti.
İlk kez AK Parti, ikinci 10 yılında Gladyo'nun yeni versiyonu FETÖ
gerçeğine dokununca bu ezber bozuldu ve AK Parti de o güç
odaklarının hedefi oldu.
İşte bugün Hablemitoğlu cinayetinin kilit ismi Nuri
Gökhan Bozkır'ın yakalanması, bu hesaplaşma açısından bir dönüm
noktası olabilir. Olabilir, çünkü yakalanan kişi sıradan değil,
birçok karanlık olayın ve cinayetin kilit isimlerinden biri...
Güvenlik güçleri ve yargı da son ikiüç yıldır bu karanlık isimle
ilgili derin bir araştırma yürütüyor.
Hablemitoğlu'nun avukatı Ersan Barkın, Sabah'a yaptığı
açıklamada cinayet öncesi 4 gün boyunca Hablemitoğlu'nu
takip eden Bozkır'la ilgili şöyle diyor:
"Bozkır, suikast dosyasında kilit isim. FETÖ üyeleriyle de
bu ismin irtibatları bulunuyor."
Burada ilginç bir iddiayı da not olarak düşelim: