Ülkenin ciğerleri yanıyor, insanlar can derdinde ama birileri de kirli hesap peşinde. Bunu da sadece sosyal medya trolleri veya FETÖ'cü, PKK'cı bir kısım Türkiye düşmanı yapmıyor, daha vahim olanı bunu, bu ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere muhalefet partileri ve kendilerini "muhalif" olarak niteleyen aydınlar yapıyor.
Bu depremden, selden, yangından çok daha büyük bir felaket...
Onlara göre, deprem, sel, yangın veya göçmen akını fark etmiyor, yeter ki felaket anında iktidarı zaafa uğratacak bir açık bulunsun. Hatta açık olması da gerekmiyor, açık varmış gibi davranmak bile onlara yetiyor. Kötücül ve yıkıcı bir siyasetle karşı karşıyayız. Bu iktidar düşmanlığını da aşan bir durum...
Ülkenin 125'i aşkın yerinde yangın çıkmış, ülkenin ciğerleri, insanların canı ve malı yanıyor ama CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu tam bu sırada "büyük" siyasetini açıklıyor:
"Erdoğan bir imzayla ormanlarda yapılaşma yetkisini Turizm Bakanı'na verdi."
Yangını söndürmek için ormancıların, vatandaşın...