Başkanlık sistemini tartışıyoruz ama ne yazık ki yine
önyargılarla tartışıyoruz. Bunu da yıllarca ülkenin temel
sorunlarını görmezlikten gelen siyasetçiler değil, akademisyenler,
aydınlar yapıyor. Oysa onlar da tıpkı muhalefet partileri gibi
Türkiye'nin ucube bir sistemle yönetildiğini biliyor ama yine de
gerçeği görmek istemiyorlar. Bunun nedeni de çok açık:
Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı. Bu açıdan neredeyse her başkanlık
tartışmasında karşımıza çıkan iki isim var: Prof. Dr. Binnaz Toprak
ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu.
İki profesör de başkanlık sistemini kötülemek için her şeyi
yapıyor. Bunu da izleyiciye "bilimin gereği" diye sunuyorlar.
Gerçekte söylediklerinin siyaset bilimiyle de, dünyadaki
uygulamalarla da bir ilgisi yok. Örneğin Profesör Toprak,
televizyon ekranından şu minvalde bir tespit yapmakta sakınca
görmüyor: "Başkanlık sisteminin Latin Amerika uygulamaları hep
diktatörlükle sonuçlanmıştır."
Bir siyaset öğrencisi bunu söylüyor olsa ciddiye almazsınız ama
söyleyen önceki dönem CHP milletvekilliği de yapmış bir profesör
olunca insan inanamıyor. Bu kadar mı ezberden konuşulur. Çünkü
söylediği doğru değil. Öncelikle çok genel bir doğrunun altını
çizelim. Parlamenter sistem de başkanlık sistemi de özellikle soğuk
savaş döneminde "diktatörlükler" üretti. Halen de üretebilir. Ama
bu her dönem ve her ülke için geçerli değil.
1980 sonrası Latin Amerika ülkelerinde tam aksi oldu. Brezilya ve
Arjantin bunun en somut örneği. Daha önce de yazdım, Freedom
House'un demokrasi ölçümlerine göre başkanlık sistemiyle yönetilen
ülkeler sıralamasında (1 ila 7 puan üzerinden yapılıyor) ABD 1,
Brezilya ve Arjantin 2, Venezüella ise 5'inci sırada.
Şu gerçek de bilinçli biçimde saklanıyor. Bizde parlamenter sistem
sık sık darbeler üretmedi mi? Profesör Toprak hoca, bu bilgilerle
kendi dersinden bile sınıf geçemez. Bu gerçekleri bilmiyor olması
da manidar.
Gelelim Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu'na... Onda Cumhurbaşkanı
Erdoğan takıntısı olduğu o kadar açık ki. Siz hangi meseleyi
sorarsanız sorun, o mutlaka sözü Cumhurbaşkanı Erdoğan'a getirip
meseleyi ona bağlar. Bu konuda ondan ustası yok.
CNNTürk'te yine başkanlık sistemi tartışılırken doğal olarak
cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi de gündeme geldi. O
günleri yaşadığımız için, 367 hokkabazlığını ve 27 Nisan
E-Muhtıra'yı unutmadık.
Prof. Kalaycıoğlu hiç bunlardan söz etmeden bakın ne diyor:
"Cumhurbaşkanını halkın seçmesi için referanduma gidilmeyebilirdi.
AKP seçimi kazanmış, MHP de destek verdiği için cumhurbaşkanı
seçimi sorun olmaktan çıkmıştı. Ama Başbakan Erdoğan, bunu
istemedi, kutuplaşma için referandumu tercih etti."