İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi yine şaşırtmadı.
Kar yağacağı biliniyordu ve o da buna rağmen İstanbul'u ve
İstanbulluları kar ve fırtınayla baş başa bırakıp İngiliz
Büyükelçi Dominick Chilcott ile Kahraman'da kalkan balığı
ciğeri yemeyi tercih etti.
Kalkanı biliriz de ciğerini ilk kez duydum. Tabii antrikot
üzerinden siyaset yapan birinin kalkan ciğeri yemesini de
İstanbullular bir yere yazsın.
Bu arada sözcüsü Murat Ongun da dünyanın en pahalı şehri
Cenevre'de kayak yapıyormuş...
Bu fotoğrafın ortaya çıkması doğal olarak tepkilere yol açtı ve
eleştirildi.
Ancak o süreçte bambaşka bir şey daha yaşandı. Bu da,
İstanbul'un kara teslim olmasından çok daha vahim bir durumdu
Sık sık yalan siyasetinden, siyasetin paçozlaşmasından söz
ediyoruz. Ama bu kez paçozlaşmayı da aşan vahim bir durum var. Bir
anlamda Aziz Nesin'in o ünlü karakteri Zübük'ü hatırlatan bir
"Zübükleşme" siyasetten sanatta her yana sıçramış durumda.
Bırakın İmamoğlu ve sözcüsü Murat Ongun'un aceleyle ve pişkince
yaptıkları savunmaları, asıl problem onlara destek veren
sosyolojide... Sanki Muharrem İnce'nin söylediği
şizofrenik durum daha da derinleşmiş gibi...
O gece önce şöyle bir şey oldu. İmamoğlu'nun balıkçıda
olduğunu gösteren bir fotoğraf yayınlandı. Yayınlayanlar bile
temkinliydi ama karşı çıkanların öfkesi inanılmazdı. En insaflısı
"yalan" diye ortaya çıktı ve ağzına geleni söyledi. Kimse doğru
olacağına inanmadı.
İmamoğlu'nun bağlı olduğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit
Torun bile kendi belediye başkanının nerede olduğunu bilmeden
şöyle diyordu:
"Bu saf kötülük, zavallı bir twitten ibaret! Fotoğrafın eski
olduğunu bile bile insanların algılarını yalana
yanlışa çekme çabası acziyetinizi gösterdi yine. Birazcık
utanıp, sıkılıp özür dileyecek misiniz?"
Kendisi "birazcık utanıp, sıkılıp" özür diledi mi
bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla yaptığı tek şey tweet'ini
silmekti.
Hadi diyelim Seyit Torun bir siyasetçi olarak yalana sarıldı ve
belediye başkanını sahiplendi.
Peki, Türkiye'nin "çağdaş" sanatçılarına,
gazetecilerine ne oluyor?
Sadece ünlü piyanist Fazıl Say örneğine bakın. Yalana
inandığı yetmiyormuş gibi bir de alaycı bir dille büyük laflar
ediyor:
"Belediye başkanımız İmamoğlu'nun dün gece bir
restoranda görüldüğü yanlış haberdir. İşin gerçeği şudur;
bu 4 kişi dün bütün gece diskoda çılgınlar gibi dans
etmiş ve içmiş eğlenmiştir. Fotoğrafı çeken kişi de
Devlet Bahçeli'dir. Salvador Dali'nin de selamları var."