Cumhur ittifakı karşısındaki muhalefetin çaresizliği gün
geçtikçe artıyor. Ne yapacakları belli değil.
Ortak paydaları "yıkım" ama bir de aralarında müthiş bir "yalan"
söyleme ve "yanlış" bilgi verme yarışı var... Fizik öğretmeni
Muharrem İnce bunu şöyle formüle ederdi: 3 Y ortaklığı...
Ama hakkını vermek gerekiyor, özellikle Muharrem İnce ile Meral
Akşener'in bu seçimde yaptıkları iki tespit, hiç hafızalardan
silinmeyecek.
Akşener ne diyor; "S-400'lerin Sarayı korumak için alındığı duyumu
aldım. İnşallah doğru değildir."
Bu hanfendi ülkeyi yönetirse halimiz nice olur demiyorum...
FETÖ'cülerin devleti yeniden ele geçireceklerini de söylemiyorum.
Hatta HDP'ye selam yollamasını da bir yana bırakıyorum.
Ama şunu söylemek zorundayım; böyle bir akla sahip birini siyasetçi
olarak yazmak bile zül.
Muharrem İnce çok mu farklı? Onun durumu daha da vahim. Daha önce
tökezleyeceğini yazmıştım. Çokça da tökezledi. Ama en son Kütahya
ve İstanbul'da kalabalıkların önüne çıkıp Türkiye'yi "uçuracak
adam" rolü oynaması inanılmazdı.
O kalabalıklara şöyle diyordu: "Bordan füze yakıtı yapmamız lazım.
Bordan ısıya dayanıklı cam yapmamız lazım. Bor olarak satarsan
ucuza satarsın ama füze yakıtı satarsan pahalıya satarsın."
Müthiş bir fikir(!) Neden bugüne kadar kimsenin aklına gelmemiş
diyeceğim ama gerçek öyle değil. Türkiye yıllardır bunu tartışıyor
ve hazırlanıyor. Şimdi sonuca da gelindi.
Neredeyse aynı saatlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat
Albayrak, bor madeniyle ilgili tarihi bir adımın tanıtımını yapıyor
ve şu müjdeyi veriyordu:
"Eti Maden ve dünyanın bor teknolojileri alanında en büyük
firmalarından biri olan Çinli Dalian Jinma ile işbirliği protokolü
imzalayacak.
Bu protokol ile Balıkesir'de, yüksek teknoloji bor karbür üretim
tesisi kuracağız. Bor karbür, madenden çıkan borun katma değerini 2
bin kata kadar artıracak bir teknoloji. Hammadde olarak tonu 200
dolardan başlayıp, yüksek teknolojili ürüne dönüştüğünde yaklaşık
400 bin dolara kadar çıkan bir katma değer oluşuyor." Hadi Kütahya
mitinginde bunu duymadın, danışmanların da söylemedi. Peki İstanbul
mitinginde hala mı duymamıştın?
Tabi asıl üzerinde durulması gereken gerçek şu; borda atılan bu
adım bir günde ortaya çıkmış değil. Bir hazırlığı, bir geçmişi var
bunun. Türkiye'yi yönetmek için yola çıkan bir siyasi aktörün bunu
bilmesi gerekiyor.
Türkiye, enerji alanında neler yaptı, kendi kaynaklarını kullanmak
için hangi adımları attı? Bunları bilmeyen biri neden aday olur
anlaşılır gibi değil. Ama ne yazık ki muhalefet işin bu yanına
hiçbir zaman bakmadı. Bu yüzden de 16 yıldır hep yeniliyor. İşte
İnce en iyi bunu biliyor. Ne diyordu Kılıçdaroğlu için;
"Çıkmışsın yenmiş, çıkmışsın yenmiş, yenmiş de yenmiş..."
Bu tespitin güzel de keşke bir de ders çıkartsaydın. Ama ne gezer,
sen de iki kez Kılıçdaroğlu'na yenilmene rağmen yine de
cumhurbaşkanı adayısın.
Bu herhalde yenilen pehlivan güreşe doymaz misali siyasi genetikle
ilgili. Ne demiş atalarımız "Can çıkmadan huy çıkmaz."