Siyasette yeni bir dönemin başladığını ne yazık ki CHP'nin
başını çektiği muhalefet hâlâ fark etmiş değil.
Farkında olsalar, belki daha çabuk toparlanacaklar.
Bu sistem, kaybedenin gideceği ve ittifakları zorunlu kılan yeni
bir sistem. Doğal olarak yüzde 50 artı 1 almayan istifa eder ve
gider.
İP Genel Başkanı Meral Akşener aslında istifa etmekte geç bile
kaldı. Geri dönse de o koltukta zoraki oturmuş olur. Aynı şey Kemal
Kılıçdaroğlu için de geçerli. Partisi oy kaybeden bir genel başkan
er veya geç kurultaya gitmek zorunda. Bundan kaçamaz. Doğrusu bu
Muharrem İnce için de geçerli ama o oyu artırdım gerekçesiyle bir
kez daha sahaya çıkmak istiyor.
24 Haziran seçim sonuçları, siyasetin önüne böylesine yeni bir
tablo koydu.
Bu tablo, siyaseti yeniden şekillendirecek.
Tablonun iki ana partisi çok net: AK Parti ve CHP... İki de
tamamlayıcı partisi var: MHP ve HDP...
Önümüzdeki 5 yılda çok şey değişebilir ama şimdiden görünen şu: Bir
yanda AK Parti ve MHP birlikteliği, öte yanda da sorunlu bir
biçimde CHP-HDP ilişkisi sürecek.
Buradaki kritik ve CHP'yi zorlayacak nokta, HDP'nin PKK'yla
ilişkisini kesmiyor olması. Aslında CHP bunu bile bile HDP'ye oy
verdirdi. Bunun elbette CHP'ye siyasi bir faturası olacak.
Ama bundan sonra bu fatura çok daha ağır olacak. Bu yüzden de CHP
ya HDP'yi eleştirerek tek başına yürüyecek ya da HDP'yi sivil
siyaset zeminine çekecek yeni bir ilişki geliştirecek.
İşte bu tablo içinde İP gibi partilere yer yok. Çünkü siyasi bir
boşluğu doldurmuyor.
Bu ve içindeki farklı gruplar nedeniyle de sarsılıyor. Bugün İP
içinde üç farklı grup var. Eski merkez sağcılar, MHP'ye sıcak
bakanlar ve MHP'den kavgayla ayrılanlar.
Akşener geri dönse de bu tablo değişmeyecek.
Bu durumda, MHP'den kavga ederek ayrılan Koray Aydın ve Ümit Özdağ
gibi isimler MHP'ye geri dönmez ve partiyi ellerinde tutmak
isterler. Bunun için de bir nedenleri var; Devlet yardımı. Bu hiç
küçümsenecek bir destek değil. Gelecek umudu vermese de 5 yıl
boyunca onları ayakta tutmaya yeter. MHP'ye sıcak bakanlar ise
büyük ihtimalle geri dönecekler çünkü MHP de onlara sıcak bakıyor.
Ama ne zaman ve kaç kişi olur belirsiz.
En umutsuz olanları ise eski merkez sağ siyasi aktörler.
Sayılarının 10 civarında olduğu söyleniyor. Bunların bir kısmı
belki de AK Parti'ye geçecek. Ama şu ilginç ihtimalden de söz
ediliyor; Meclis'te bağımsız bir grup olarak varlıklarını
sürdürmek.
Bu noktada onlarla buluşma ihtimali olan iki sürpriz isim daha var;
Birincisi, Başkan Erdoğan'ı kutladığı ve görüştüğü için topa
tutulan CHP Milletvekili İlhan Kesici'nin daha fazla dayanamayacağı
ve partisinden istifa ederek bağımsız kalacağı söyleniyor.
İkinci isim ise Millet İttifakı listesinden milletvekili
seçildikten sonra istifa edep bağımsız kalan Demokrat Parti Genel
Başkanı Gültekin Uysal... Bu ikili bir araya gelir, İP'ten
ayrılması muhtemel eski merkez sağcılar da onlara katılırsa ilginç
bir meclis tablosuyla karşılaşabiliriz.
Bu ekip, Meclis'te hiç beklenmeyen, doğru olana destek veren,
iktidarı düşmanlaştırmadan eleştiren, sivil siyaset dili kullanan,
milli ve yerli bir duruş sergileyen yeni bir muhalefet anlayışı da
getirebilirler. Kim bilir belki daha da ileri gidip, iktidar
muhalefet arasında yumuşatıcı bir rolü oynayarak yeni dönemde
Meclis'in güçlü kılınmasını ve siyasetin normalleşmesini de
sağlarlar.
Rahmetli Demirel'in deyimiyle siyasette 24 saat uzun bir süre...
Her an her şey olabilir. Bekleyip göreceğiz.