Türkiye'nin 40 yılı aşan PKK terörüyle mücadelesinde yeni bir
dönemdeyiz. Fırat Kalkanı ve Afrin'e yönelik Zeytin Dalı
operasyonuyla kapısı aralanan bu yeni dönemin Sincar, Kandil ve
Fırat'ın doğusuyla süreceği anlaşılıyor.
Türkiye bu noktaya ancak içini temizleyerek gelebildi. Önce vesayet
rejimini geriletti. Aynı anda halkın gönlünü kazanacak çözüm
süreçlerini devreye soktu. Sonra o süreçleri sabote eden ve
devletin kılcal damarlarına sızan FETÖ ile hesaplaştı.
Kısaca Türkiye her yolu denedi, siyasetin önünü açtı ama PKK'yı
terörden vazgeçiremedi. Geçiremedi çünkü PKK sadece içeriden değil
belki de asıl gücünü dışarıdan yani ABD ve komşumuz İran'dan
alıyordu.
Türkiye, son yıllarda FETÖ ve koruyucusu ABD'ye karşı "yerli ve
milli" bir mücadele verdi ve önemli bir noktaya geldi. Bugün eğer
Türkiye etkili sınır dışı operasyonlar yapabiliyorsa, bunu o
mücadelesine borçlu.
Şimdi sıra İran'ı PKK'ya destek olmaktan vazgeçirecek etkili bir
formül bulmakta. Zemin buna uygun. Bölgenin ve İran'ın da buna
ihtiyacı var. Çünkü bölgeyi küresel güçler yeniden dizayn ederken
hedefte İran ve Türkiye var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç gün önce bunu çok net söyledi. Peki bu
gerçeğe rağmen İran neden hâlâ PKK- PYD hattını koruyup kolluyor?
Aslında bu yeni değil, İran uzun yıllardır PKK'ya ciddi destek
veriyor. 1987'de İran'ın Urumiye şehrine gittiğimde bugün PKK'nın
başında olan Cemil Bayık oradaydı ve çok etkiliydi. Terörün
karargâhı olarak nitelenen Kandil de İran'ın burnunun dibinde.
Sadece bir dağdan ibaret de değil. O tarihte Barzani güçlerinin
kaldığı kamplara da gitmiş, Kandil'in çevresinde çok sayıda köyün
ve yerleşim biriminin olduğunu görmüştüm. İran'a çok yakınlar ve
İran isterse oradan kuş uçurtmaz.
Ama İran hep tersini yaptı, Kandil'i bugüne kadar bir silah olarak
kullandı. Oslo Süreci'nin bitişinde bile İran'ın rolü çok büyüktü.
14 Temmuz 2011'de 13 askerin şehit edilip sürecin bitirilmesi, o
tarihlerde Kandil'i yöneten Murat Karayılan'ın rehin alınmasıyla
yakından ilişkili. PKK'nın İran kolu PJAK'ın eylem yapmaması da bu
ilişkinin bir sonucu.
Şimdi Suriye meselesi nedeniyle bölgede her şey yeniden
şekilleniyor. ABD'nin PKK-PYD'yi silahlandırarak İran ve Türkiye'yi
hedefe koyduğunu sağır sultan bile duydu. Türkiye bu kuşatmaya
Afrin operasyonuyla cevap verdi. O operasyonu Sincar ve Kandil'i
kapsama alanına alarak sürdürmek istiyor.
Peki, İran bütün bu olup bitenlere karşı ne yapıyor? Doğrusu
İran'ın ne tavır alacağını kestirmek zor. ABD'nin PKK'yı İran'a
karşı kullanabileceği ortada dururken, İran nedense sürekli Türkiye
ile uğraşıyor. Türkiye'nin bölgede etkin olmasını istemiyor. Ancak
bölge de hızla değişiyor ve her an her şey tam tersine
dönebilir.
Son dakikada gelen şu çarpıcı habere bakın; Türkiye Sincar'a
yöneleceğini açıklayınca PKK, Sincar'dan çekileceğini bildirdi.
Bunda kuşkusuz Türkiye'nin sahaya inmesinin etkisi büyük ama sadece
o mu, yoksa arka planda başka hesaplar mı var onu da önümüzdeki
günlerde göreceğiz.
İran, süreci doğru okursa sadece Türkiye değil kendisi de
kazanır.