Şehirlerin kötü yönetilmesinde yönetenler kadar onları seçen
bizlerin de günahı var. Bu yüzden çarpık yapılaşan, sorunlar
yumağına dönen ve birbirine benzeyen şehirlere sahibiz. Oysa şehrin
kaderi, o şehirde yaşayanların elinde ve ne yazık ki biz bunu çok
geç fark ettik. Bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini de çok geç
fark ettik. Fay hattının geçmediği şehrimiz yok gibi... Binaların
çoğu da depreme dayanıksız.
Deprem olduğunda gözyaşı döküp geçtiğinde unuttuk. Bu açıdan belki
1999 Marmara Depremi bir milat oldu ama o bile akıllanmamıza
yetmedi ki 2012'de Başbakan Erdoğan, neredeyse
"yalvararak" kentsel dönüşüme katılın çağrısı
yapıyordu. En başta da CHP muhalefeti karşı çıktı.
Nihayet yıllar sonra 6 Şubat'ta "küçük...