Sabah Yazarlar Kulübü olarak gittiğimiz Japonya'nın başkenti
Tokyo'nun Batı başkentlerinden pek de farkı yok. Bu da sadece
kentin mimarisi veya kurallarıyla ilgili değil, düşünme biçiminden,
olaylara bakışa kadar her alanda bunu görmek mümkün. Oysa Japonya,
daha geleneksel, daha kendine özgü bir duruşa sahip gibi görünüyor
ama öyle değil, Batı'yı taklit etmede bizden daha da
ilerideler.
Bir kere bizim içinde bulunduğumuz coğrafyayı özellikle de
Türkiye'yi ağırlıkla Batı kaynaklarından izliyorlar. İkinci önemli
husus, tıpkı Berlin, Londra veya Washington'daki gibi FETÖ burada
da etkili ve bir iki geri adım atılmasına rağmen hâlâ etkisi
sürüyor.
Şu klasik soruyla Tokyo'da da karşılaştık: "Onları bize sizin
devletiniz önerdi, destek verdi şimdi bize 'Karşı çıkın'
diyorsunuz?" Bu siyasi havaya rağmen yine de değişen bir şeyler
var. Tokyo Valisi dışında FETÖ'cülere açık destek veren pek yok ve
etkinlikleri de giderek azalıyor. Japonlar da geçmişle
kıyaslanmayacak kadar Türkiye'yi yakından ve dikkatle izliyor.
Bunda belki Türkiye'de yapacakları nükleer enerji santrali gibi
büyük yatırımların etkisi var ama sadece o değil. Japonya, dünyanın
ikinci en güçlü ekonomisiyken şimdi üçüncü sıraya düşmüş durumda.
Yerini Çin'e kaptırdığı için de yeni hamlelere, yeni ortaklıklara
ihtiyacı var. Bu açıdan Türkiye'nin yükselen bölgesel ve küresel
gücü ilgilerini çekiyor.
Biz de Sabah Gazetesi Yazarlar Kulübü olarak bu meseleyi Japon
kamuoyu yapıcılarıyla konuştuk. Sabah Ekonomi Müdürü Şeref Oğuz,
kendisi katılamasa da görüşlerini aktardığımız Ankara Temsilcimiz
Okan Müderrisoğlu ve Takvim Yazarı Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın'la
Türkiye-Japonya ilişkilerini birçok yönden değerlendirdik.
Bu buluşmada, Kurumsal İletişim Müdürü Fecir Alptekin, BYEGM Haber
Daire Başkanı Arman Varol ve MÜSİAD Tokyo Temsilcisi Dr. Mahmut
Münir Güzel'in katkıları büyüktü ve karşımızda ciddi bir kalabalık
oturuyordu. İktidardaki Liberal Demokrat Partinin milletvekili
Kiyoshi Ejima ile birlikte, Japonya'nın önemli gazete ve
televizyonlarından düşünce kuruluşlarına, sivil toplum
örgütlerinden üniversite temsilcilerine kadar çok sayıda isim
söylediklerimizi ilgiyle dinledi.
O ilgi soru-cevap bölümünde çok daha yoğundu. Türkiye'nin Afrin'e
yönelik Zeytin Dalı Harekâtı ve terör örgütleriyle mücadelesi merak
edilse de onlar daha çok Türkiye'nin demokrasi ve laiklikle
ilişkisi, Türkiye'nin Rusya'nın Suriye'de yaptıkları karşısındaki
tavrını ve Türkiye ile Japonya'nın Ortadoğu'da neler
yapabilecekleri üzerinde durdular.
Buradan ve sohbetlerden çıkan sonuç şu: Japonya Türkiye'yi pür
dikkat izliyor ama bilgiler Batı kaynaklı olduğu için önyargılar
hâlâ kırılmış değil. Türkiye'nin özellikle iki alanda yoğun bir
Japonya çıkarmasına ihtiyacı var. Demokrasi ve laiklik konusunda
Türkiye'nin yeni sivil ve demokrat bir yaklaşıma sahip olduğu ve
ekonomi alanında Japonya ile özellikle Asya, Ortadoğu ve Afrika'da
etkili bir ortaklık geliştirebileceği... Bu konu, aslında
Türkiye'nin Tokyo Büyükelçisi Murat Mercan'ın da gündemindeydi.
Panel öncesi konuştuğumuz Büyükelçi Mercan, heyecanla elçilik
olarak sanat, kültür ve ekonomi alanında yoğun bir çalışma
başlattıklarını söyledi.
Önümüzdeki yıllarda Türkiye-Japonya ilişkilerinin olumlu şekilde
gelişmesi şaşırtıcı olmayacak.