Türkiye ABD arasında yaşanan vize krizinin tetikleyicisi Ankara Büyükelçisi John Bass, giderayak yaptığı konuşmada, hem derin çelişkilere düştü hem de bir kez daha Türkiye'yi tehdit etti. Süreç yavaş yavaş da olsa çözülmek isteniyor ama şu gerçek artık çok net:
ABD-Türkiye ilişkileri uzun süredir iyi gitmiyor. Geçmişteki tüm darbeler ve karanlık olaylar dahil son dönemdeki 7 Şubat MİT, 17-25 yargı ve 15 Temmuz'un arkasında hep ABD vardı. Bunların müsebbibi de (içimizdeki ABD'liler Türkiye'yi suçlasa da) Türkiye değil ABD'dir. ABD, soğuk savaş döneminde her isteneni yapan o eski Türkiye'yi arıyor. MİT'i, Özel Harp'i istediği gibi yönetip, gerektiğinde darbe yaptırdığı bir Türkiye...
Başka nedenler de var ama en belirleyici olan Türkiye'nin egemen ve bağımsız bir devlet gibi davranması ve "eşitlik" istemesi. Bu çerçevede Bass olayına bakınca, bir devamlılık olduğu çok açık. Öne sürdükleri gerekçe Metin Topuz denilen Türk vatandaşı bir konsolosluk çalışanının tutuklanması... Düşünün, 15 Temmuz gibi derin bir darbe girişimi yaşanmış bir ülkede, yaklaşık 200 bin insan soruşturma kapsamına alındı. 50 bini tutuklandı, diğerleri de görevlerinden uzaklaştırıldı. Böylesine büyük bir altüst oluşta, yanlış tutuklamalar da olabilir.
Ama ABD'de bir akıl buna abartılı bir tepki veriyor. Yargı sürecini bekleyelim demiyor, "Bu tutuklama hayal kırıklığı yarattı" diyor ve iki ülke tarihinde görülmemiş diplomatik geleneği altüst eden vize kararını alıyor. Amaç o kadar belli ki, son 5-6 yılda darbelerle diz çöktüremediği Türkiye'yi algı operasyonuyla üçüncü dünya ülkesi göstererek krize sürüklemek.